ABD Senatosu, iklim kriziyle mücadeleye yönelik önemli adımları içeren Enflasyon Düşürme Yasası’nı (Inflation Reduction Act - IRA) onayladı. Sunulan yasa tasarının bağımsız analizlere göre Amerika'nın salımlarını 2005 seviyelerine kıyasla 2030’a kadar yaklaşık %40 oranında azaltacağı öngörülüyor. Bu, Başkan Biden’ın salımları 2030’a kadar yarıya indirme hedefi için kritik bir gelişme. Ancak yasa tasarısıyla ilgili görüşler arasında bir ayrışma mevcut.
Bir grup uzman bunun Amerikan ekonomisini yeniden yapılandırmaya yardımcı olacağını ve küresel ısınmayı önlemek adına önemli bir adım olduğunu söylerken, tasarıyı fosil yakıt endüstrisine taviz vermekle eleştirenler, Biden’ı iklim acil durumu ilan etmeye çağırıyor.
Tasarıyı destekleyenler arasında yer alan California Üniversitesi’nde İklim Politikası Uzmanı Leah Stokes, tasarının tarihi bir dönüm noktası olduğunu ifade ediyor. Tasarının iklim ve temiz enerji yatırımları için kabaca 370 milyar dolar içermesini iklim kriziyle mücadele için büyük bir fırsat olarak değerlendiriyor. Bu miktar, Biden’ın başlangıçta hedeflediğinden daha az olsa da milyarlarca dolar, rüzgar ve güneş gibi yenilenebilir enerji yatırımlarına, elektrikli araç satın alma teşviklerine ve evlerin enerji verimliliğini artırmaya yönlendirilecek. Tasarının büyük kısmını temiz enerjiyi destekleyen vergi indirimleri oluşturuyor. Buna ek olarak da metan salımlarının önüne geçmek için yeni vergiler uygulanması planlanıyor. Tasarının salımları azaltmanın yanı sıra temiz enerji alanında istihdamı artırması, hava kirliliğine bağlı ölümleri azaltması ve hanelerin enerji faturalarında ciddi oranda azalmaya yol açması bekleniyor.
Tasarı ayrıca küresel olarak güneş panelleri, batarya ve diğer temiz enerji materyalleri üretiminde lider hale gelen Çin’in ivmesiyle baş etmeyi amaçlıyor. Bu nedenle tasarıda rüzgar türbinleri, güneş panelleri, piller ve diğer teknolojilerin yerli üretimi için milyarlarca dolarlık teşvik de bulunuyor.
Yasa tasarısını eleştirenler ise tasarının fayda sağlamaktan çok zarar getireceğini savunuyor. Birçok grup, tasarının salımları azaltarak uzun vadeli küresel faydalar getireceğini düşünse de bunun yeterli olmadığını ve halihazırda sel ve aşırı sıcak dolayısıyla tehdit altında olan toplulukların daha da sefalete sürükleneceği konusunu vurguluyor. Tasarının, sondaj ve boru hattı anlaşmalarını zorunlu kılarak Alaska'dan Appalachia'ya ve Körfez kıyılarına kadar olan topluluklara zarar vereceği ve ABD’yi gelecek on yıllar boyunca dünyayı ısıtan enerji projelerine bağlayacağı düşünülüyor.
İklim Adaleti İttifakı (Climate Justice Alliance - CJA) tarafından yapılan bir maliyet-fayda analizi, IRA'nın güçlü yanlarının, tasarının zayıf yönleri tarafından bastırıldığı sonucuna varıyor. Fosil yakıt endüstrisine verilen tavizlerin yanı sıra tasarının karbon yakalama gibi kanıtlanmamış teknolojiler içermesinin ve bu teknolojilerin milyarca dolar vergi indirimleriyle teşvik edilmesinin çoğunlukla petrol ve gaz sektörüne fayda sağlayacağı düşünülüyor.
IRA’nın, ülkenin ilk iklim başkanı olmayı vadeden Biden’ın nihai bir iklim politikası değil, bir başlangıç noktası olarak görülmesi gerektiği konusunda çoğu kişi hemfikir. Bu nedenle 50 eyaletten 1.200’den fazla örgütün oluşturduğu ulusal bir koalisyon olan İnsanlara Karşı Fosil Yakıtlar oluşumu Beyaz Saray’a, Biden’ı iklim acil durumu ilan etmeye çağıran ve ihtiyaç duyulan adaptasyon için yeni fonların kilidini açacak, 500.000’den fazla imza içeren bir dilekçe verdi.
Detaylı bilgi için kurumsal web sitemizi ziyaret edebilirsiniz: www.s360.com.tr