Uluslararası Enerji Ajansı (International Energy Agency - IEA) , elektrikli otomobillerin artan popülaritesine ve Çin ekonomisindeki durgunluğa rağmen ilk kez küresel petrol talebinin bu on yılda zirveye ulaşacağı tahmininde bulundu. Öngörülen bu artış, fosil yakıt tüketiminde hızlı bir düşüşün yakın gelecekte yaşanamayacağı anlamına geliyor. IEA tarafından belirtilen verilere göre, fosil yakıta olan talebin küresel ısınmayı 1,5 °C ile sınırlama hedefi için çok yüksek kalmasıyla birlikte ; bu hedefe giden yol uzun ve çetrefilli görünüyor.
Yükselen trend: Güneş Enerjisi
Bunun yanında dünya, güneş enerjisi konusunda bir “dönüm noktasını” hali hazırda aşmış bulunuyor. Nature Communications tarafından yapılan çalışmaya göre, güneş enerjisi, 2050 yılına kadar küresel anlamda baskın elektrik kaynağı olarak fosil yakıtları geride bırakacak ve aynı zamanda ucuzlayacak.
Petrol ve doğal gazın geleceği
Enerji sistemleri modellemesine odaklanan ve çalışmanın baş yazarı olan Exeter Üniversitesi'nden Femke Nijsse’ye göre "şu anda fosil yakıtların hakim olduğu bir sistemimiz var ve ek politikalar benimsenmezse çoğunlukla güneş enerjisinin hakim olduğu bir duruma doğru evrileceğiz.".
Bunun yanında IEA direktörü Fatih Birol , “petrol ve doğal gazın dünyanın enerji ve iklim geleceği için güvenli veya emniyetli seçimleri temsil ettiğine dair iddiaların her zamankinden daha zayıf göründüğünü” belirtiyor ve ekliyor "Temiz enerjiye geçiş dünya çapında durdurulamaz şekilde gerçekleşiyor.”
IEA, petrokimya, havacılık ve denizcilik endüstrilerindeki petrol talebinin 2050 yılına kadar artmaya devam edeceğini ve bu durumun "elektrikli araç satışlarındaki şaşırtıcı artış" nedeniyle karayolu taşımacılığından kaynaklanan talebin azalmasıyla dengelenemeyeceğini söylüyor.
Yıllardır küresel ham petrol tüketimindeki büyümeyi yönlendiren Çin'in önümüzdeki birkaç yıl içinde tüketimini azaltacağı ve bu nedenle uzun vadede toplam tüketimin düşeceği öngörülüyor.
Net sıfıra ulaşmak ve güneş enerjisi
Öte yandan rüzgar enerjisi projeleri artan maliyetlerle mücadele ederken, güneş enerjisi ülkelerin Paris Anlaşması tarafından belirlenen salınım azaltma hedeflerine ulaşma planlarında önemli bir rol oynuyor. Daha temiz bir seçim olmasının yanı sıra, güneş enerjisi giderek ucuzluyor. Bunun yanında Amerika Birleşik Devletleri, Birleşik Krallık ve Kanada da dahil olmak üzere birçok ülke, 2050 yılına kadar net sıfıra ulaşma sözü vermekte.
Ancak yapılan çalışmalar gösteriyor ki hazırlıksız bir şekilde güneş enerjisine hızla geçiş, toplum üzerinde ekonomik ve endüstriyel etkilere yol açabilir. Bu nedenle de sürdürülebilir senaryoları daha iyi yönlendirebilecek politikalara ihtiyaç duyuluyor. Nijsse’ye göre, güneş enerjisinin yükselişini yönlendirmek için hükümetler rüzgar ve hidroelektrik de dahil olmak üzere diğer yenilenebilir enerji kaynaklarına yatırım yapmalı ve etkilenen sosyal gruplara eğitim ve geliştirme programlarıyla yardımcı olmalı.
Bloomberg NEF'ten Jenny Chase'e göre: “Dünyadaki enerji sistemini dönüştürmeye çalıştığımız bir dönemde birçok enerji sisteminin güneş enerjisiyle değiştirmenin öncesine kıyasla daha ucuz olması” iyi bir haber. Özellikle güneş enerjisi kullanımı devam ettiği ve maliyetler düşmeyi sürdürdüğü takdirde, yapılan çalışmaların bulguları oldukça umut verici.
Detaylı bilgi için kurumsal web sitemizi ziyaret edebilirsiniz: www.s360.com.tr