Anasayfa

En yeni biyoçeşitlilik raporlama standardı ve işletmelerin artan telaşı

Küresel düzenleyiciler ve paydaşlar, artık sadece salımları değil, aynı zamanda iş faaliyetlerinin doğal ekosistemlere olan biyocoğrafi etkilerini de ele almak konusunda daha ciddi bir tutum sergilemeye başlıyor.

5 Dakikalık Okuma
|
Net Sıfır ve Karbonsuzlaştırma
Biyoçeşitlilik ve Ekosistemler

"Net sıfır" terimi, kurumsal sürdürülebilirlik çabaları için bir tür genel ifade haline geldi. Şu anda küresel olarak 929 halka açık şirket, net sıfır hedeflerini kamuoyuna açıklamış durumda. Sayısız basın bülteni ve çevresel, sosyal ve yönetişim (ÇSY) raporu, şirketlerin karbon dioksit salımlarını azaltma çabalarını çevresel eyleme olan bağlılıklarının bir simgesi olarak vurguluyor. Ancak, kurumsal sürdürülebilirliğin çevresel unsuru sadece sera gazı salımlarını azaltmakla ilgili değil. Şirketlerin sürdürülebilirliğe tek yönlü bu bakış açısını değiştirebilecek, iş faaliyetlerinin biyoçeşitlilik kaybı üzerindeki etkilerini ele alan yeni standartlar bulunuyor. Bu, doğal ekosistemlerin bozulmasıyla ilgili bir durum ve bu da yer ve deniz kullanımındaki değişiklikler, organizmaların doğrudan sömürülmesi, iklim değişikliği ve yabancı türlerin istilası ve kirlilik nedeniyle meydana geliyor.  

Küresel düzenleyiciler ve paydaşlar, artık sadece salımları değil, aynı zamanda iş faaliyetlerinin doğal ekosistemlere olan biyocoğrafi etkilerini de ele almak konusunda daha ciddi bir tutum sergilemeye başlıyor. Bunu da ürünün kaynağından üretim sürecine, tedarik zinciri boyunca ve sonunda ürünün bertaraf edilmesine kadar izleyebilmek istiyorlar. Bu nedenle, biyoçeşitlilik kaybı üzerine yoğunlaşan yeni standartlar şirketleri bu yeni tür çevresel riskler ve fırsatlarla başa çıkmaya zorluyor. Ancak, şirketlerin çoğu bu tür bir risk yönetimi konusunda yeterli deneyime sahip değil.  

Biyoçeşitlilik ve Ekosistemlere Odaklanan Yeni Standartlar

Yenilikçi raporlama çerçeveleri arasında, Ocak ayında Küresel Raporlama Girişimi (Global Reporting Initiative - GRI) tarafından tanıtılan GRI 101: Biyoçeşitlilik 2024 bulunmakta.  Bu standart, GRI aracılığıyla raporlama yapan şirketlere, şirketlerin biyoçeşitlilik etkilerini anlamaları ve açıklamalarını sağlamak için tasarlandı ve standartın Ocak 2026'da resmi olarak yürürlüğe gireceği belirtildi. GRI'nin biyoçeşitlilik standartları, şirketlere biyoçeşitlilik politikaları, taahhütler ve etki yönetimi yaklaşımları gibi sekiz kategoride rapor vermelerini öneriyor. Yeni standart, özellikle gıda, tarım, madencilik ve petrol gibi büyük ayak izine sahip sektörleri etkileyecek. Örneğin standart, şirketlerden biyoçeşitlilik kaybının doğrudan nedenleri olan hava ve su kirliliği ile istilacı türlerin yayılması gibi konularda rapor vermelerini istiyor.

Ayrıca, şirketlerin dengeleme uygulamaları ve ana etkileri önceliklendirme konusuna da raporlarında vermelerini istiyor. Ancak tedarik zinciri açıklamaları, biyoçeşitlilik dengelemeleri ve ana etkilerin önceliklendirilmesi gibi konular, standartla ilgili tartışmalı konular arasında öne çıkıyor.

  • Tedarik zinciri açıklamaları: En önemli biyoçeşitlilik etkileri genellikle şirketlerin tedarik zincirlerinde meydana geliyor, ancak ilk kademenin ötesindeki tedarikçilerden veri almak zor ve yerel bilgiler ticari açıdan hassas olabilir. GRI 101, tedarik zinciri etkilerini ülke düzeyinde rapor vermeleri için şirketlere izin verirken, daha ayrıntılı lokasyon verilerinin açıklanmasını teşvik ediyor.

  • Biyoçeşitlilik dengelemeleri: GRI, şirketlerden dengeleme uygulamaları hakkında rapor vermelerini isteyerek farklı endüstrilerin bunları nasıl kullandığını ve en iyi uygulamaların neler olduğunu daha iyi anlamayı amaçlıyor. Şirketlerin dengeleme hedefleri, coğrafi konumları, prensipleri ve üçüncü taraf sertifikasyonları veya doğrulamaları hakkında bilgi vermeleri gerekiyor.

  • Ana etkileri önceliklendirme: Tüm biyoçeşitlilik etkileri hakkında rapor vermek neredeyse imkansız. GRI 101, en önemli olanlara odaklanmayı ve önceliklendirmenin nasıl yapılacağı konusunda öneri getiriyor.  

Biyoçeşitlilik hakkındaki diğer bir gelişme ise Avrupa Kurumsal Sürdürülebilirlik Raporlama Direktifi (Corporate Sustainability Reporting Directive - CSRD)'nin 2025'te biyoçeşitlilik risklerini, fırsatları, bağımlılıkları ve etkileri açıklamalarını şirketlere zorunlu kılacak olması. Ayrıca, Avrupa Sürdürülebilirlik Raporlama Standartları (European Sustainability Reporting Standards - ESRS) “E4 Biyoçeşitlilik ve Ekosistemler”, işletme operasyonlarından kaynak kullanımına, nakliyeden lojistiğe kadar hedefler, metrikler ve etkilerle ilgili detaylı açıklama zorunluluklarını belirliyor.

Biyoçeşitlilik kaybına odaklanan raporlama gereksinimleri işletmelerde uyum zorluğuna sebep oluyor

Bu biyoçeşitlilik raporlama gereksinimlerinin işletmeler için büyük bir uyum zorluğu oluşturmasının nedeni, risk değerlendirme dünyasında bunların, temelde yeni bir alanı temsil etmesi.  

Biyoçeşitlilik kaybı ve ekosistem etkisi raporlama standartlarına uyum sağlamak için gereken bilgilere sahip olmanın operasyonel zorluklarına ek olarak, double materiality (çifte önemlilik) sorunu bu konuyu daha da karmaşık hale getiriyor. Bu kavram, CSRD ve GRI biyoçeşitlilik gereksinimlerinin köşe taşlarından biri ve bu çevresel risklerin bir şirket için hem finansal ve hem finansal olmayan bir perspektiften önemli olabileceğini belirtir. Bu nedenle, şirketler sadece operasyonlarının çevre üzerindeki potansiyel etkilerini değil, bu etkilerin bilançolarına olan etkilerini de anlamak zorunda. Pratikte bu, biyoçeşitlilik kaybı riskini değerlendiren işletmelerin, bir üründeki tek bir bileşenin vahşi yaşamı olumsuz etkileyebilecek veya toprakları uzun süre sonra kirletebilecek şekilde hasat edilip edilmediğini tahmin edebilmelmesi anlamına geliyor. Şirketlerin, bu raporlama değişiklikliklerine uyum sağlayabilmesi için geçiş dönemini iyi değerlendirmesi gerekiyor.  

Bu gelişmeler, biyoçeşitlilik krizi için sürdürülebilirlik raporlama standartlarının gelişmekte olduğunun önemli göstergelerinden biri olarak vurgulanıyor.  

S360'ta ortak değer yaratmayı odağımıza alarak günümüzün en önemli sürdürülebilirlik problemleri üzerine stratejik öneriler geliştiriyor, böylece kârı amaçla birleştiriyoruz.

Detaylı bilgi için kurumsal web sitemizi ziyaret edebilirsiniz: www.s360.com.tr

İlginizi çekebilecek diğer makaleler

5 Dakikalık Okuma
October 11, 2024

Avrupa yeşil hidrojen vizyonunu nasıl daha güçlü bir şekilde hayata geçirebilir?

10 Dakikalık Okuma
September 13, 2024

Bankalar net sıfır için söz verdikleri ölçüde yol kat edemedi

3 Dakikalık Okuma
July 26, 2024

Veriler, geçtiğimiz 12 aylık dönemde sıcaklıkların sanayi öncesi dönem ortalamasının 1,5 derece üzerinde olduğunu gösteriyor