Yeni bir çalışma, dünyanın yeşil enerjiye geçişinin duraksadığını ve her zamankinden daha fazla fosil yakıt kullanıldığını ortaya koyuyor. Endüstri figürleri, bilim insanları ve bazı hükümetlerden oluşan uluslararası bir enerji politikası ağı olan REN21 tarafından gerçekleştirilen araştırma 600’den fazla uzmanın fikirlerinden yararlanarak yenilenebilir enerjinin durumunu irdeliyor.
Rapora göre yenilenebilir kaynaklara geçiş esasen durmuş vaziyette. Öte yandan, kömür, petrol ve gaz kullanımı toplam enerji tüketimine hâkim olmaya devam ediyor. Yenilenebilir Enerji 2022 Küresel Durum Raporu, küresel enerji kaynakları içerisinde rüzgâr ve güneş enerjisinin payının son on yılda minimum düzeyde arttığını söylüyor. Yenilenebilir kaynaklar geçtiğimiz yıl elektrik sektöründe hızlı bir artış yaşarken, talepteki genel artışı karşılamada yetersiz kaldı. Enerjinin üçte birini oluşturan ulaşımda ise, yenilenebilir kaynaklar ihtiyacın %4'ten daha azını sağladı.
Dünya 2021'de Covid-19'dan toparlanırken, enerji kullanımında önemli bir artış oldu ve bu enerji talebinin çoğu fosil yakıtlar ile karşılandı. Bu durum karbon salımlarının önemli derecede artmasına ve küresel olarak salımların 2 milyar ton artmasına yol açtı. O zamandan beri, arz talebi karşılamakta zorlandığı için petrol, gaz ve kömür fiyatları keskin bir şekilde yükseldi.
Rusya’nın Ukrayna’yı işgali ise durumu daha kötü hale getirerek, ham petrol fiyatlarının 1970’lerden bu yana en büyük artışı yaşamasına neden oldu. Dünya Bankası verilerine göre kömür ve gaz fiyatları da nominal olarak tarihi zirvelere ulaştı. Konunun bir boyutu da bunun küresel büyümeye etkilerinin ne yönde olacağı: Son analizlere göre, yüksek enerji fiyatları 2023’ün sonuna kadar küresel üretimi yaklaşık yüzde 1 oranında azaltabilir.
Yaşanan bu kriz hükümetlerin alternatif kaynaklar aramasına yol açtı. Tüketiciler için enerji fiyatları yükselirken, Birleşik Krallık da dahil olmak üzere bazı ülkeler petrol ve gaz üreticilerinin elde ettiği kârlara yeni vergiler getirdi. Bununla birlikte, birçok ülke fosil yakıtlar için yeni sübvansiyonlar da yürürlüğe koydu. REN21’in direktörü Rana Adib’e göre her dakika fosil yakıt sübvansiyonlarına küresel olarak 11 dolar harcanıyor. Bu durum yenilenebilir enerjilere pazarda açıkça dengesiz bir sistem yaratmakta, çünkü ekonomik alternatifler olmalarına rağmen adil şartlara sahip değiller.
Yenilenebilir enerji 2021'de küresel elektrik üretiminin %10'una ulaşırken, sorunlar ulaşım gibi zorlu alanlarda yatıyor. Arabalar, kamyonlar, gemiler ve uçaklar toplam enerji tüketiminin %32'sini oluştururken, yeşil enerji geçtiğimiz yıl yalnızca %3,7'lik bir paya sahipti.
Geçtiğimiz yıl gerçekleştirilen uluslararası iklim konferansı COP26'da verilen siyasi vaatlerde de ilerleme sağlanamadı. Glasgow'daki toplantı öncesinde 135 ülke 2050 için net sıfır emisyon hedeflerine sahipken, sadece 84'ünün yenilenebilir enerji için ekonomi çapında hedefleri vardı. Ancak bu, son altı ayda dünyayı değiştiren olaylardan önceydi. Artan enerji fiyatları, hükümetlerin artık vatandaşlarının üzerindeki yükü hafifletmek için her aracı kullanacağı anlamına geliyor. Ve bu daha yeşil kaynaklara yapılan harcamalarda büyük bir artış sağlayabilir, çünkü yenilenebilir kaynaklar sadece fosil yakıtlardan daha ucuz değiller, dünyada her ülkeye daha fazla enerji özerkliği ve güvenliği için bir şans sunması, değer zincirlerini dönüştürücü gücü, ekonomik gücü yeniden dağıtacak olması ve daha insan merkezli yönetim biçimlerini şekillendirmesi gibi nedenlerle de daha çekiciler.
Diğer taraftan fosil yakıtlarda fiyat şokunun azalacağı yönünde bir öngörü mevcut değil. Hatta enerji fiyatlarının 2022'de ortalama yüzde 50 artması bekleniyor. Kömür, doğal gaz ve ham petrol fiyatlarının 2022'de sırasıyla yüzde 81, yüzde 74 (Avrupa, Japonya ve ABD karşılaştırma ölçütlerinin ortalaması) ve yüzde 42 oranında artacağı düşünülüyor. Dahası, bu fiyatların uzun süreler yüksek kalacağı öngörülüyor. Projeksiyonlara göre, enerji emtia fiyatları 2023'te ortalama yüzde 46 daha yüksek olacak.
Peki, yeşil enerjiye geçişi hızlandırmak ve enerji kriziyle mücadele etmek için neler yapmak gerekiyor?
Enerji verimliliğini teşvik eden ve düşük karbonlu enerji kaynaklarına geçişi hızlandıran politikalar öncelik kazanmalı, bu sayede, arz-talep dengesinde ortaya çıkan iyileşme de stagflasyon riskini azaltabilir ve büyüme problemimin üstesinden gelinmesine yardımcı olabilir. Tabii ki kısa vadede, haneleri olumsuz etkileyen durumları telafi etmeye ve savunmasız gruplara yönelik geçici destekler, sıfır karbonlu bir ekonomiye geçişi geciktirecek enerji sübvansiyonlarından önce gelmeli.
Detaylı bilgi için kurumsal web sitemizi ziyaret edebilirsiniz: www.s360.com.tr