B Corp topluluğu 83 ülkede, 157 farklı sektörde operasyon gösteren, sadece bulundukları sektörde en iyi olmayı değil aynı zamanda dünya için de en iyi olmayı hedefleyen 5.500’den fazla şirketten oluşuyor. Etki odaklı bakış açılarıyla ilham veren B Corp sertifikalı şirketler, aynı zamanda sosyal ve çevresel konularda liderlik etmeyi amaçlıyor. Bu hareketlerden biri olan B Corp İklim Kolektifi (B Corp Climate Collective), iklim kriziyle mücadeleye yönelik bir araya gelen çeşitli B Corp sertifikalı şirketin oluşturduğu bir topluluk.
2019 yılından beri B Corp topluluğunun aktif bir girişimi olan B Corp İklim Kolektifi, iklim krizine karşı kolektif önlem almayı hızlandırmak, şirketlerin düzenli raporlamalarını teşvik etmek ve salımları azaltarak küresel refahı artırmak için somut adımlar belirliyor. Aralarında S360’ın da bulunduğu 1.100’den fazla B Corp, 2030’a kadar net sıfır taahhüdüne katılmış durumda. Bu bağlamda şirketler öncelikle tüm kapsam salımlarını içerecek şekilde net sıfır 2030 hedefine katıldığını taahhüt ediyor, daha sonra tüm paydaşlarını sürece katacak ve etkiyi düşürecek şekilde kısa ve uzun vadede takip edilecek adımları planlıyorlar. Somut aksiyonlarla etkisini azaltmaya çalışan bu şirketler en az yılda bir kere olmak üzere performanslarını şeffafça kamuoyuyla paylaşıyorlar.
B Corp İklim Kolektifi 2022 yılında gerçekleştirdiği değişikliklerle SME Climate Hub ve Science-Based Targets Initiative (SBTI) ile iş birliği yaparak Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi(UNFCC) tarafından hayata geçirilen Race to Zero kampanyasını da desteklemeyi amaçlıyor. Bu kapsamda 500 kişiden fazla çalışana sahip büyük şirketler SBTI ve CDP uyumlu raporlama yapmaya yönlendiriliyor. SBTI, şirketlere Paris İklim Anlaşması ile uyumlu hedefler belirlemelerine, bunları eyleme dönüştürmelerine ve raporlamalarına yardımcı olurken CDP çevresel etkilerini yönetebilmeleri ve paydaşlarına bilgi akışını düzenli olarak sağlamaları için küresel bir beyan sistemi yürütüyor. SME Climate Hub ise 500 kişiden az çalışana sahip şirketlerin iklim taahhütlerinin eyleme dönüşmesine yardımcı oluyor. Bu süreçte KOBİ’lerin 2030’a kadar karbon salımlarını yarıya indirmeleri, 2050 yılından önce net sıfıra erişmeleri ve performanslarını yıllık bazda raporlamaları hedefleniyor. Net sıfır hedefi her şirket için farklı finansal ve metodolojik zorluklar çıkarabiliyor. Dolayısıyla SME Climate Hub KOBİ’lerin bu hedefi gerçekleştirme vadelerini 2030, 2040 ve 2050 yıllarından birinde tamamlayabileceklerini belirtiyor.
Kendi başına karbon salımlarını sıfırlayamayan şirketler bunu gerçekleştirecek projelere yatırım yaparak salımlarını denkleştirmeye (offsetting) yönlendiriliyor. Fakat bu durum salımları azaltmaya ve iklim krizi ile baş edecek çözümler üretmeye bir alternatif olmamalı. Yalnızca bütünleyici bir çözüm olduğunun altı çizilen bu yatırımlar, Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları ile bütünleşik ve sertifikalanmış projelere katkı sağlamalı. Neticede, bu iki çerçeve kapsamında iklim krizi ile mücadele etmenin temeli sağlam eylem adımları atmaya ve kaliteli raporlamaya dayanıyor.
S360’ın net sıfır taahhüdü
S360 ve B Corp İklim Kolektifi üyesi olarak biz de çevresel performansımızı ölçüyor ve her ne kadar danışmanlık sektöründe faaliyet gösterdiğimiz için çevresel etkilerimiz düşük de olsa operasyonel etkilerimizi azaltmak ve farkındalık yaratmak üzere çalışıyoruz. Bu amaç doğrultusunda Kapsam 1, Kapsam 2 ve Kapsam 3 salımlarımızı 2021 yılı için 10,32 tCO2e olarak ölçtük.
Bu hesaplamayı yaparken ofisimizin ortak bir çalışma alanında bulunması nedeniyle, ofis alanının tüm binanın alanına oranı üzerinden tüketim verilerini hesapladık. Kapsam 3 salımları hesaplarken Birleşik Krallık Çevre, Gıda ve Köy İşleri Bakanlığı (UK Department for Environment, Food and Rural Affairs) katsayılarını kullandık. Bu bağlamda şirket aracımız için kullandığımız dizel yakıt tüketimini, kullanılan elektronik cihazların ağırlıklarını ve toplam atık miktarını (organik, kağıt, metal ve plastik atıklar) hesaplamaya dahil ettik.
Yapılan hesaplama sonrası, salım miktarımız kadar karbonu dengelemek adına 2003 yılında WWF’in de içinde bulunduğu bir grup sivil toplum örgütü tarafından kurulan Gold Standard projelerine destek olduk. Bu doğrultuda Gold Standard’ın sertifikalı birden fazla projesine destek verdik.
Bununla birlikte, özellikle karbon salımı etkileri yüksek olan endüstri şirketleri için karbon dengeleme yönteminin yetersiz olduğunun ve hatta olumsuz etkilere yol açabildiğinin de farkındayız. Çünkü üretilen salımların yatırım yapılan proje faaliyetleri sonucunda zararının azaltılacağı fikri proje teklifi ve yönetimi aşamalarında gerçekleşebilecek yanlış bilgilendirme ve hesaplamalar nedeniyle kolayca gölgede kalabilir. Bunun yanında karbon denkleştirme pazarında oldukça popüler olan ağaç ekme gibi projeler karbon salımlarının azaltılması konusunda ihtiyaç duyulan sistemsel çözümler sunmaktan oldukça uzak olduğu gibi hem bireyleri hem de kurumları çevreyi koruma planları ve performansları konusunda yanlış yönlendiriyor. Tüm bu sorunlar göz önünde bulundurulduğunda karbon denkleştirmenin bilimsel yöntemlere ve kontrol mekanizmalarına bağlılığı konusunda pek çok sorun olduğu söylenebilir.
Detaylı bilgi için sizi dengeleme yönteminin neden en ideal araç olmadığı konusunda John Oliver mizahıyla özetleyen bu videoyu izlemeye davet ediyoru
Detaylı bilgi için kurumsal web sitemizi ziyaret edebilirsiniz: www.s360.com.tr