Bu sene Çin’de gerçekleşen Kış Olimpiyatları, 4 Şubat'ta Pekin’den yaklaşık 80 kilometre uzaktaki dağlık bir bölge olan Yanqing'de yokuş aşağı kayak ve slalom ile başladı. Ancak bu bölge, snowboard, kros kayağı ve kayakla atlama etkinliklerinin yapılacağı 160 km kuzeybatıdaki Zhangjiakou bölgesiyle birlikte nispeten az kar yağışı alıyor.
Kış olimpiyatları, iklim krizi çağında ilginç manzaralara sahne oluyor. Az kar yağışı nedeniyle yapay kardan oluşturulmuş kayakla atlama pistinin etrafında, yükselen bacalar, yüksek binalar, endüstriyel depolama tesisleri, soğutma kuleleri görülüyor. Pist dışında her yer tamamen karsız.
Sahte karın gerçek maliyeti
Kış Olimpiyatları'nda ilk kez sahte kar kullanılmıyor, ancak Pekin Kış Olimpiyatları kış oyunlarının tamamen yapay toz üzerinde oynanacağı ilk olimpiyat. Yapay kar ilk olarak 1980'de New York'taki Lake Placid'de kış oyunları yapıldığında zaten yamaçlarda bulunan kara ekleme yapmak için kullanılmıştı, ardından tekrar 2010’da Vancouver ve 2014’te Sochi'de kullanıldı. 2018 Güney Kore Pyeongchang Olimpiyatları'nda ise yapay kar oranı %98 civarındaydı.
2022 oyunlarında yaklaşık 400 kar tabancası müsabaka alanlarında beyaz kristal atışı yapıyor. Çin, kar tabancıları için 49 milyon galon suya ihtiyaç duyulduğunu tahmin ediyor. Bazı uzmanlarsa, bu miktarın oldukça yetersiz olduğunu ve gerçekte daha çok suya ihtiyaç olduğunu öne sürüyor. Bu durum, Uluslararası Olimpiyat Komitesi'nin (IOC) ihale sürecinde yaptığı değerlendirmede de bir risk olarak vurgulandı.
Pekin, yıl boyunca su kıtlığı yaşayan bir bölgede yer alıyor ve Çin'in sele eğilimli güneyinden gelen kaynaklara giderek daha fazla bağımlı olurken, Çin Su Riski raporuna göre Zhangjiakou'nun kişi başına düşen su kaynağı, ulusal ortalamanın beşte birinden daha az. Ancak Çin, ülkenin geniş rezervuar ağı nedeniyle Olimpik kar yapma işleminin yerel su kaynağı üzerinde minimum baskı oluşturacağını ve kış oyunlarının Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri ile uyumlu olduğunu belirtiyor. IOC de The Independent'a Pekin oyunları için kar üretim kapasitesinin "en yüksek teknik ve çevresel standartlara göre geliştirildiğini" söyledi.
Yapay kar savunucuları, üretim için kullanılan suyun yaklaşık %80'inin havzaya geri döndüğünü belirtse de ABD'nin Batısı gibi bölgeler, giderek uzayan ve iklim değişikliği kaynaklı şiddetli kuraklıklardan muzdarip olduğundan yapay kar için su ile ilgili kuralları yeniden koyuyor veya alternatifler arıyor. Örneğin, Arizona’da bir kayak merkezinde yapay kar için kanalizasyon atık suları kullanılmaya başlandı. Ancak bu durum kargaşaya neden oldu. Çevreciler, ilaç ve diğer kirleticilerin havzaya girme riski konusunda uyarıda bulundu ve yerli aktivistler atık su karını kutsal bir dağa saygısızlık olarak değerlendirdiler.
Yapay kar ayrıca, erozyon ve bitki örtüsüne uzun vadeli hasar gibi başka sorunlar da doğuruyor. Tabi bir de karbon ayak izi var. Kar tabancası üretim ve danışmanlık şirketi MYNEIGE Inc'in Başkanı Robin Smith, ESPN'e her sezon kayak merkezlerinde tüketilen enerjinin yaklaşık %67'sinin yapay kar yapımında kullanıldığını tahmin ettiğini söyledi. Sahte kar oluşturmak için fosil yakıt enerjisi kullanmak, daha az doğal kar yağışına neden olan küresel ısınmaya sebep olan salımları arttırırken deliliğin tanımı gibi görünüyor.
Öte yandan, kar üretmenin görece daha sürdürülebilir yolları da var. Bazı kayak merkezleri kar makinelerini tamamen temiz enerjiyle çalıştırıyor. Başka tesisler yağışları topluyor ve bunu yapay kar yapmak için kullanıyor. Diğer bir strateji ise “kar çiftçiliği”, yani geçen yılın karını yeniden kullanılmak üzere branda veya talaş altında depolamak.
Yapay kar söz konusu olduğunda bir başka önemli konu ise güvenlik. Bazı sporcular, son zamanlarda yapay kar üzerinde yarışma konusundaki endişelerini dile getiriyorlar. Olimpiyat altın madalyalı ve ABD'li İskandinav kayak takımı üyesi Jessie Diggins, bu ay The Associated Press'e verdiği demeçte, yokuş aşağı suni kar üzerinde saatte 76 kilometre hıza ulaştığını belirtti. Diggins, "Biraz daha tehlikeli hale geldiğini düşünüyorum. Korkutucu, çünkü karda kaymak yerine buzda kayıyorsunuz" diye ekledi.
İngiliz kros kayakçısı ve üç kez Olimpiyat şampiyonu olan Andrew Young ise iklim değişikliğinin sporu "kesinlikle değiştirdiğini" ve sınırlı doğal kar oluşmasına neden olduğunu söyledi.
İklim krizinin kışa etkisi
Sahte karla karşılaşanlar sadece seçkin sporcular değil. Dünyanın dört bir yanındaki kayak merkezleri, on yıllardır bir dereceye kadar yapay kar kullanıyor olsa da artık bu durum daha yaygın hale geldi. Ulusal Kayak Alanları Birliği, ABD kayak alanlarının %91'inin yapay kar ürettiğini ve kayak merkezlerinin son 20 yılda kar yapma kapasitelerini %60 artırdığını bildiriyor.
ABD Çevre Koruma Ajansı, iklim kriziyle bağlantılı olarak yükselen sıcaklıkların kışları kısalttığını ve yağışlar artarken kar yağışının azaldığını söylüyor. Her mevsim, iklim kaynaklı etkiler görmüş olsa da en hızlı ısınan mevsim kış oluyor. 1972 ve 2020 arasında, ABD'nin karla kaplı kısmı yılda ortalama yaklaşık 4800 km2 oranında azaldı.
Ekonomik Kalkınma ve İş birliği Örgütü (OECD), 15 yıl önce artan küresel ısının kıtadaki kayak yerlerinin üçte ikisini tehlikeye atabileceği konusunda uyarıda bulunmuştu. Uzun vadeli tahminler de iç açıcı görünmüyor. Lihtenştayn merkezli Alp koruma derneği Cipra'dan Michel Revaz 2006'da The Independent'a verdiği demeçte, "50 yıl içinde 1.200 metrenin altındaki tüm kayak merkezlerinin küresel ısınma karşısında şansı kalmayacak ve kapanacaklar" demişti.
İklimle ilgili kâr amacı gütmeyen bir kurum olan Protect Our Winters'ın 2018 raporu da karın az olduğu yılları olumsuz ekonomik etkilerle ilişkilendiriyor. Karın bol olduğu yıllarda daha fazla insan kayak yapmaya gittiği için yerel ekonomiye 693 milyon dolar katkı sağlandı ve 11.800 ekstra iş yaratıldı. Az olduğundaysa kayıplar 1 milyar dolara ulaştı ve 17.400 işe mal oldu. Endüstri hayatta kalabilmek için kar yapma makinelerine yönelse de makinelerin de yüksek maliyeti bulunuyor. Kayak merkezleri kar yapmak için her sezon 500.000 dolar ila 3,5 milyon dolar harcayabiliyor, bu da aile işletmelerinin işe devam etmesini zorlaştırıyor.
Kış oyunlarının geleceği
Böyle giderse bir sonraki olimpiyatlar yeterince para yatırıldığı sürece dünyanın her yerinde yapılabilirmiş gibi görünüyor. Kayak ve snowboard endüstrisi, kış sporlarının geleceği söz konusu olduğunda, Hindistan ve Çin gibi büyüyen pazarlara giderek daha fazla odaklanıyor. Ancak kar varken ya da yokken, Avrupa ve ABD’deki köklü kayak merkezleri henüz yok sayılmayı reddediyor. Kış Olimpiyatları, dört yıl sonra İtalya'nın Milano ve Cortina d'Ampezzo kentlerinde yapılacak, Utah ise 2030 veya 2034'te ev sahipliği yapmayı umuyor.
Ancak iklim krizinin güncel hızı, olimpiyatlar nerede yapılırsa yapılsın Çin'in bu yıl sergilediği gibi çevreyi değiştiren tekniklerden kaçınılabileceğinin garantisini vermiyor. Olimpiyatlar, en son Cortina'da 1956 yılında yapıldığından beri aradaki 70 yıl, ortalama 3,2°C’lik bir sıcaklık artışı görmüş olacak. Fransız tatil beldesi Chamonix'in 1924'te ilkine ev sahipliği yaptığından bu yana Kış Oyunları için kullanılan 21 mekânı inceleyen araştırmacılar, 2050 yılına kadar sadece 10'unun bir etkinliğe ev sahipliği yapmak için "iklim uygunluğuna" ve doğal kar yağışı seviyelerine sahip olacağını tahmin ediyor. Bu istatistikler, iklimi değiştiren gazların salımlarını durdurma yolunda toplu bir başarısızlığın korkunç sonucu. Kış Olimpiyatları’nda ve kış sporlarının yapılmasında yapay kara bağımlı olmamak ve yapay karın getirdiği sonuçlarla karşı karşıya kalmamak için iklim değişikliğiyle mücadele konusunda hemen harekete geçmek gerekiyor.
Detaylı bilgi için kurumsal web sitemizi ziyaret edebilirsiniz: www.s360.com.tr