Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli’nin (IPCC) altıncı raporuna göre beşeri faktörler nedeniyle ortaya çıkan kuraklık, fırtına gibi ekstrem hava koşulları pek çok ekosistemi yok ettiği gibi insanlar dahil olmak üzere birçok canlıyı yerinden ediyor. Fakat bu hareketliliğin tek sorumlusu iklim krizinden kaynaklanan doğal felaketler değil. İklim krizinin neden olduğu yıkım ve değişimler var olan sosyal, ekonomik ve politik sorunların etkisini artırarak göç hareketlerini etkiliyor.
Birleşik Krallık hükümeti tarafından yürütülen bir araştırmaya göre iklim krizi ve göç arasındaki ilişki sel, fırtına, kuraklık, kısa vadeli sıcaklık ve nem değişiklikleri gibi iklim eylemleri ile açıklanıyor. Fakat iklim krizinin kısa ve uzun vadede neden olduğu sosyo-ekolojik değişimler ve göç arasında direkt bir ilişkinin varlığı konusunda kesin bir yargı şu zaman için söz konusu değil. Yine de sosyal ve ekolojik felaketlerin neden olduğu sosyo-ekolojik yıkımlar özellikle küçük ada ülkelerinde artan bir göç ve panik dalgası yaratıyor. Dünya Bankası tarafından yapılan bir araştırma, iklim krizinin uzun vadeye yayılması beklenen etkilerinin 2050 yılına kadar 75 ile 216 milyon insanın yerinden edilebileceğini belirtiyor. Bu durumda göç dalgalarının Sahra Altı Afrika, Doğu Asya, Pasifik, Güney Asya, Kuzey Afrika, Latin Amerika, Güney Avrupa ve Orta Asya bölgelerinden başlayacağı belirtiliyor.
İklim krizinin ortasında çocuklar
UNICEF’in 2021 verilerine göre 33 ülkeden yaklaşık 1 milyar çocuk iklim krizinin etkilerine karşı yüksek risk ile karşı karşıya. Bunun yanında 500 milyon çocuk sel riskinin yüksek olduğu alanlarda yaşarken 160 milyon çocuk kuraklığın hayati bir tehlike arz ettiği bölgelerde yaşıyor. 2020 yılında iklime bağlı faktörler nedeniyle yerinden edilmiş çocukların sayısı ise 9,8 milyon.
Özellikle yoksul ülkelerde yaşayan çocuklar iklim krizinin etkilerine karşı daha savunmasız oldukları gibi fiziksel anlamda da zayıf durumdalar. Bu nedenle yoksul ülkelerdeki çocukların ortalama yaşam süresi yetersiz beslenme ve bulaşıcı hastalıklar nedeniyle azalıyor. Fiziksel sorunların yanında iklim krizine bağlı değişimler çocuklar ruhsal sağlığını da olumsuz etkiliyor. Artan hava sıcaklıklarıyla var olan stres ve anksiyete vakalarının da hızla artacağı öngörülüyor.
Bu bağlamda ülke içinde ve dışına göç etmek durumunda olan çocuklar istismar, şiddet, kaçakçılık ve benzeri gibi pek çok kötü muamele riski ile de karşı karşıya. Bunun yanında çocukların göç ettiği kentlerdeki dahil olma süreçleri de içinde bulundukları sosyo-ekonomik riskleri büyütüyor. Çocukların göç süreçlerinde ve yaşadıkları yerlerde karşılaştıkları ve karşılaşabilecekleri riskler hakkındaki farkındalık giderek artıyor. Fakat çocukların farklı fiziksel, psikolojik ve sosyal durumlarından kaynaklanan riskler ve ihtiyaçları konusunda karanlıkta kalan pek çok nokta var. İklim krizine bağlı etmenler yeni göç dalgaları yaratırken farklı ihtiyaçlara sahip çocukların yaşam koşulları iyileştirilmediği sürece bütün bir jenerasyonun hayatı yok olabilir.
Çocuklar için rehber ilkeler
Tüm bu sorunlara kapsayıcı bir çözüm çerçevesi sunmak için Uluslararası Göç Örgütü (IOM) ve UNICEF, iklim krizi bağlamında çocukların haklarını ve çıkarlarını kimlik ve engel gözetmeksizin korumak adına İklim Krizi Bağlamında Hareket Halindeki Çocuklar için Rehber İlkeler (“The Guiding Principles for Children on the Move in the Context of Climate Change”) adlı rehberi yayımladı.
Uluslararası Göç Örgütü’nün genel direktörü António Vitorino’ nun sözleriyle bu yol gösterici ilkeler ile çocukların haklarının ve ihtiyaçlarının politika yapım süreçlerine dahil edilmesi hedefleniyor. Bu durumda göç dalgalarını yönetmek ve çocukların yerlerinden edilmesinin önüne geçmek büyük bir aciliyet teşkil ediyor.
Devletler başta olmak üzere tüm kurum ve aktörlerin karar alma süreçlerini ortak bir paydada toplamayı amaçlayan ve eyleme geçmeyi teşvik eden bu rehber 9 ilkeden oluşuyor:
1)Hak temelli yaklaşım
2) Çocukların çıkarlarını gözetme
3) Hesap verebilirlik
4) Farkındalık ve karar almaya katılım
5) Aile birliği
6) Koruma, güvenlik ve güvence
7) Eğitim, sağlık ve sosyal servislere erişim
8) Fark gözetmeme
9) Milliyet
İnsan ve çocuk hakları çerçevelerini destekleyici nitelikte olan bu ilkelerin önemi özellikle iklim krizine vurgu yaparak farklı kimliklere (örn. toplumsal cinsiyet), fiziksel veya psikolojik farklılığa ve engel durumuna sahip çocukların, göç esnasında sağlıklarının ve ihtiyaçlarının nasıl etkilendiğine dair kapsamlı bir çerçevede sunuluyor. Aynı zamanda, ilkeler göçmenleri yalnızca teknik bir kategori olmaktan çıkararak plan ve karar süreçlerinin merkezine birer özne olarak dahil ediyor. Bu durum özellikle çocukların kendi hakları ve çıkarlarına dair konularda aktif olarak yer almaları gerektiği anlamına geliyor.
Veriler ile sağlam bir araştırma çerçevesi oluşturma ve eyleme geçme konularında eksiklikler söz konusu olsa da ilkeleri, araçları ve yöntemleri anlaşılır kılmayı hedefleyen bu rehber iklim krizi nedeniyle ortaya çıkan göçler sırasında çocukları koruma ve güçlendirme konusunda bir dönüm noktası olarak görülüyor.
Detaylı bilgi için kurumsal web sitemizi ziyaret edebilirsiniz: www.s360.com.tr