Dünya, iklim değişikliği ve habitat kaybı tehdidi nedeniyle böcek türlerinde yıkıcı bir “gizli” çöküşle karşı karşıya olabilir. Böcekler, gezegenimizin geleceği için kritik öneme sahip. Böcekler, haşere türlerini kontrol altında tutmaya ve besin maddelerini toprağa salmak için ölü maddeleri parçalamaya yardımcı olurlar. Uçan böcekler aynı zamanda meyveler, baharatlar ve – en önemlisi çikolata severler için – kakao da dahil olmak üzere birçok temel gıda ürününün temel tozlayıcılarıdır. Böcek sayılarının keskin bir düşüşte olduğunu gösteren artan sayıda rapor bu nedenle acil bir endişe teşkil ediyor. Böcek biyoçeşitliliğinin kaybı, bu hayati ekolojik işlevleri riske atabilir ve bu süreçte insanların geçimini ve gıda güvenliğini tehdit edebilir. Bu kadar önem teşkil etmesine rağmen, dünyanın büyük bir bölümünde, böceklerin azalmasının gerçek boyutu ve doğası hakkındaki bilgilerimizde büyük boşluklar var.
Bildiklerimizin çoğu, gezegenin daha ılıman bölgelerinden, özellikle Avrupa ve Kuzey Amerika'da toplanan verilerden geliyor. Örneğin, Büyük Britanya'da yaygın tozlayıcı kayıpları yaşandığı, Avrupa genelinde kelebeklerin sayısında %30 ile %50 arasında düşüşler yaşandığı ve Almanya'da uçan böceklerin biyokütlesinde %76'lık bir azalma olduğu rapor edildi. Tropiklerde (Amazon yağmur ormanları dahil Ekvator'un her iki tarafındaki bölgeler, Brezilya'nın tamamı ve Afrika'nın çoğu, Hindistan ve Güneydoğu Asya) böcek türlerinin sayıları ve bollukları hakkında bilgi çok daha az. Yine de dünyadaki tahmini 5,5 milyon böcek türünün çoğunluğunun bu tropik bölgelerde yaşadığı düşünülüyor - yani gezegenin sahip olduğu böcek yaşam bolluğu, biz farkına bile varmadan vahim bir şekilde azalıyor olabilir.
Bu bilgi boşluklarına yanıt olarak, UCL'nin Biyoçeşitlilik ve Çevre Araştırmaları Merkezi'ndeki araştırmacılar, böcek biyoçeşitliliği değişikliğinin şimdiye kadarki en büyük değerlendirmelerinden birini gerçekleştirdiler. Dünya çapında yaklaşık 6.000 bölgeden toplamda yaklaşık 20.000 farklı tür, çalışmada analiz edildi. Böcekler; iklim krizi ve habitat kaybı nedeniyle benzeri görülmemiş bir tehditle karşı karşıya olduğundan bu çalışma, her iki zorluğu da en şiddetli şekilde yaşayan bölgelerde böcek biyoçeşitliliğinin nasıl etkilendiğini açıklamayı amaçladı.
Habitat kaybının böcek azalmalarındaki yıkıcı etkisi
Nature'da yayınlanan bu bulgular, iklim krizinin ve habitat kaybının birleşik etkilerinin en derinden yaşandığı tropikal ülkelerdeki tarım arazilerinde böcek azalmalarının en fazla olduğunu ortaya koyuyor. Araştırma, küresel ısınmadan etkilenen tarım arazilerinin, ortalama olarak iklim krizinden az etkilenen doğal yaşam alanlarına kıyasla böcek sayısının yalnızca yarısına ve en az %25 daha az böcek türüne ev sahipliği yaptığını gösteriyor. Aynı zamanda dünya çapında, iklim krizi etkisi altında olan ve en yakınındaki doğal habitatını kaybeden tarım arazilerinde bulunan böceklerin ortalama olarak %63'ünü kaybederken, yakınındaki doğal habitatın büyük ölçüde koruyan tarım arazilerinde bu oranın %7 olduğunu ortaya koyuyor. Çalışmanın özellikle risk altında olduğunu vurguladığı alanlar arasında, birçok mahsulün tozlaşma ve diğer hayati ekosistem hizmetleri için böceklere bağlı olduğu Endonezya ve Brezilya yer alıyor. Bunun, iklimsel ve ekonomik açıdan hassas bu bölgelerdeki yerel çiftçiler ve daha geniş gıda zinciri için ciddi sonuçları olduğu vurgulanıyor. Gerçekten de böcek biyoçeşitliliğinin kaybı nedeniyle gıda güvenliğine yönelik tehditler hem ılıman hem de tropikal bölgelerde zaten görülüyor: örneğin, ABD'de kiraz, elma ve yaban mersini üretimi için tozlayıcı eksikliği nedeniyle verimin düştüğüne dair kanıtlar rapor edildi.
Dünyanın başlıca mahsullerinin seksen yedisinin, çoğu tropik bölgelerde yetiştirilme eğiliminde olan böcek tozlaştırıcılarına tamamen veya kısmen bağımlı olduğu düşünülmektedir. Örneğin kakao, esas olarak tatarcıklar tarafından tozlaştırılır. Kakao üretiminin çoğunluğu Endonezya, Fildişi Sahili ve Gana'da gerçekleşmektedir. Yalnızca Endonezya'da, kakao çekirdeklerinin ihracatı yılda yaklaşık 75 milyon ABD doları değerinde. Bölgedeki kakao üretimi, iklim değişikliğiyle bağlantılı olabilecek olumsuz hava olayları nedeniyle zaten stres altında. Artan sıcaklıklar ve değişen yağış düzenleri, kakao bitkilerinin büyümesinde, tozlaşmasında ve tohum üretiminde meydana gelen değişikliklerde kendini belli ediyor. Dünyanın bazı bölgelerinde çiftçiler, mahsullerin çiçeklerinin bir fırça kullanılarak tozlaştırıldığı elle tozlaşma tekniklerine başvuruyor. Gana ve Endonezya da dahil olmak üzere birçok ülkede kakao için elle tozlaşma kullanılmakta. Bu teknikler verimi korumaya veya artırmaya yardımcı olabilir, ancak yüksek bir işçilik maliyeti mevcut.
Habitat kaybının biyoçeşitlilik için önemli bir tehdit olduğu bilinmesine rağmen böcekler üzerindeki etkisi hala yeterince incelenmiyor ve tropikal türlerin değerlendirilmesi çok nadir olma eğiliminde. Bir çalışma, Brezilya'daki ormana bağımlı orkide arı bolluğunun yaklaşık %50 oranında azaldığını buldu. Sadece Amerika'da bulunan orkide arıları, orkide çiçeklerinin önemli tozlayıcılarıdır ve bazı bitkiler tozlaşmaları için tamamen bu böceğe bağlı haldedir. Ormansızlaşma ve diğer uzun vadeli habitat değişikliklerinin getirdiği zorluklara iklim değişikliği de ekleniyor. Böcek biyoçeşitliliğine yönelik bu hızla ortaya çıkan tehdit, Kosta Rika'daki güvelerin ve Avrupa ve Kuzey Amerika'daki yabanarılarının azalmasıyla zaten ilişkilendirildi. Artan sıcaklıklar ve kuraklık gibi aşırı hava olaylarının sıklığı, birçok böcek türü üzerinde zararlı bir etkiye sahip olduğu bilinen belirtilerden sadece ikisi.
Böcek azalmasını düşürmek için öneriler
Biyoçeşitlilik ve Çevre Araştırmaları Merkezi tarafından gerçekleştirilen çalışma böcek çeşitliliğindeki ve sayısındaki düşüşü azaltmaya yardımcı olabilecek değişiklikleri de vurguluyor. Örneğin, daha az kimyasal kullanmak ve daha fazla ürün çeşitliliğine imkân tanımak, habitat kaybının ve iklim değişikliğinin bazı olumsuz etkilerini hafifletebilir. Araştırma özellikle, çiftlik arazilerinde doğal yaşam alanlarını korumanın böceklere yardımcı olduğunu gösteriyor. Tarım arazilerinde yaşayan böcekler için doğal habitat alanları, alternatif bir besin kaynağı, yuvalama alanları ve yüksek sıcaklıklardan korunacak yerler olarak işlev görür. Bu, dünya ısınmaya devam ederken bile, böceklerin biyolojik çeşitliliği üzerindeki etkilerin bir kısmını azaltacak seçenekler olduğuna dair umut veriyor.
Peki insanlar kendi başlarına nasıl bir fark yaratabilir? Yerel çevremizde daha fazla böcek biyolojik çeşitliliğini desteklemek için böcekleri çekmek için bahçeler yaratabilir, bahçelerde ve arazilerde kullanılan pestisit miktarını azaltabilir ve çimlerimizi biçme sıklığımızı azaltabiliriz. Bununla birlikte, bir fark yaratabilmemiz yalnızca yerel düzeyde değildir. Tüketiciler olarak yaptığımız seçimleri göz önünde bulundurabiliriz. Örneğin, gölgede yetiştirilen kahve veya kakao satın almak, biyoçeşitlilik üzerinde açıkta yetiştirilen mahsullerden daha az etki sağlayacaktır. Bu tarz seçimler, tropik bölgelerdeki böceklerin ve diğer canlıların korunmasına yardımcı olabilir.
Detaylı bilgi için kurumsal web sitemizi ziyaret edebilirsiniz: www.s360.com.tr