Ocak 2021'de Joe Biden tarafından imzalanan başkanlık emri ile iklim değişikliğinin olumsuz etkilerini azaltma çabaları federal hükümetin öncelik listesine alındı. ABD Patent ve Marka Ofisi (USPTO) Haziran ayında heyecan verici yeni bir program olan İklim Değişikliği Hafifletme Pilot Programı'nı (CCMPP) duyurdu.
CCMPP kapsamında verilen patentler, bir yandan iklim teknolojilerinin üretimini ve dağıtımını potansiyel fon sağlayıcılara ölçeklendirmeyi amaçlarken, bir yandan da teknolojinin uygulanabilirliğini artırarak fikri mülkiyetin değerini koruyor. CCMPP'e yapılan başvurlar gerekli kriterleri karşıladığında onay için ortalama 18 aylık bekleme süresini atlayarak başvuru ücretinden muaf tutuluyor.
Peki ya bu patent yarardan çok zarara neden olursa?
Sera gazı salımlarını azaltmayı amaçlayan teknolojik inovasyonlar kamu yararına hizmet eder ve iklim krizine potansiyel bir çözüm önerisi getirebilir. Bu noktada inovasyon için verilecek bir patent toplumun yararından çok kişisel mülkiyet hakkını korur duruma geçebilir.
Calgary Üniversitesi ekonomi profesörü Aidan Hollis, yakın tarihli araştırması ile iklim teknolojileri üzerindeki patent uygulamasının olumsuz etkisini dile getirdi. Karbondioksit yaymadan alüminyumu eritebilecek yeni bir teknolojiye değinen Hollis, patent ile bu teknolojinin sadece alüminyum üreticilerine ve teknolojiyi lisanslayarak kullanabilecek ülkelere aktarılacağına dikkat çekti. Bununla birlikte, daha az varlıklı ülkeler ve üreticiler patentin sona ermesi ve teknolojinin kamu için erişilebilir olması için 20 yıl beklemek zorunda kalacak. Ancak dünya ve iklim krizi bu kadar uzun süre bekleyemez.
Patent programına kimler başvurabilecek?
Dünyanın dört bir yanındaki toplulukların iklim değişikliğinin etkisini artarak hissettiği bir dönemde, yaşamı değiştirebilecek potansiyel teknolojilere yönelik patentler etik ikilemler doğuruyor. Bir kişi veya kuruma sel veya kuraklığı ve ilişkili yaşam kaybını önleyebilecek teknolojinin kullanımı ve dağıtımı üzerinde mutlak kontrol verilmeli mi? 2030 yılına kadar küresel sıcaklık artışını durduracak zaman çizelgesinin giderek kısalmasıyla birlikte, bu hedefe yardımcı olan herhangi bir teknolojinin patentlenmesine izin verilmeli mi? Öte yandan iklim teknolojileri üzerinde çalışan bireyler iklim krizini çözme çabaları için herhangi bir karşılık beklememeli mi?
Örneğin bir şirket, hidrokloroflorokarbon (HCFC) yaymadan evleri soğutmanın bir yolunu bulursa, temel amacına binaları soğutmak olan makine dolaylı olarak sera gazı salımlarını azalttığı için şirket, CCMPP aracılığıyla hızlandırılmış patent onayı için başvurabilir mi? Görünen o ki şu anki mevzuat ile bu tür başvurulara izin verilebilir. Ancak bu durumda patent için başvuran kişiler ve kurumlar amaçları doğrudan iklim krizine çözüm bulmak olmasa bile kendi ekonomik çıkarları için programdan yararlanabileceğini kolayca iddia edebilirler.
“Başvuru sahibi, hızlanan patent incelemesinin iklim üzerinde olumlu bir etkisi olacağına dair iyi niyetli bir inanca sahiptir." CCMPP’nin başvuru şartlarından biri. Ancak ifadedeki "iyi niyet inancı " fazla özellik içermektedir.
Şunun altını çizmek lazım ki ürünlerindeki HCFC’nin toksik salınımını ortadan kaldıran bir şirketin asıl amacı, iklim üzerinde olumlu bir etkiye sahip olmak değil binaları soğutmak ve soğutma üniteleri satmaktır. CCMPP düzenlemeleri yalnızca ekonomik kar güden bu şirketin küresel sorunların çözümündeki potansiyelini görmeden pazara girişinde hızlandırılmış bir yol sağlayabilir.
CCMPP’ye başvurular giderek artıyor. Ağustos sonu itibariyle 71 başvuru yapıldı ve 28 başvuru kabul edildi. CCMPP, 5 Haziran 2023’e kadar yalnızca 1.000 başvurunun kabul edeceğini açıkladı. Patent programı hedeflerine ulaşırsa evrensel erişilebilirliği artırarak, iklim krizi üzerine gerçekleştirilen teknolojik çalışmaları teşvik edecektir. Bu yazıda etik bir ikilemin ortasında kalmasını tartıştığımız programın gerçek başarısını veya başarısızlığını diğer hükümet girişimlerinde olduğu gibi, zaman gösterecek.
Detaylı bilgi için kurumsal web sitemizi ziyaret edebilirsiniz: www.s360.com.tr