Anasayfa

IPCC: Salım azaltımı için bugüne kadarki en büyük fırsat

Sera gazı salımlarını hızla azaltmak için dünyamız bugüne kadarki en iyi şansına sahip, ancak ısınmayı güvenli seviyelerde tutmak için tüm sektörler ve ülkelerde sert ve hızlı azaltımlara ihtiyaç var.

3 Dakikalık Okuma
|
Net Sıfır ve Karbonsuzlaştırma

Sera gazı salımlarını hızla azaltmak için dünyamız bugüne kadarki en iyi şansına sahip, ancak ısınmayı güvenli seviyelerde tutmak için tüm sektörler ve ülkelerde sert ve hızlı azaltımlara ihtiyaç var. 4 Nisan’da yayınlanan Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli (IPCC) raporu, 2014'te bu konuda gerçekleştirilen son değerlendirmeden bu yana küresel salımları azaltma fırsatlarının keskin bir şekilde arttığını söylüyor. Ancak harekete geçme ihtiyacı da çok daha acil hale geldi. Rapor, dünyanın yükselen sıcaklıklara çözüm bulma konusunda ne kadar başarılı olduğunun kesin bir değerlendirmesi olarak karşımıza çıkıyor. Raporun önemli bulguları şu şekilde:

Dünya kırmızı alarm veriyor

Rapor, dünyada son on yılda sera gazı salımlarının düştüğünü tespit ediyor. Ancak dünyanın mevcut politikalarının 80 yıl içinde 2,2°C ile 3,5°C arasında küresel ısınmaya yol açacağı öngörülüyor. Bu durum, on yıl önce korkulan 4°C veya daha fazlasından çok daha iyi, ancak yine de Paris Anlaşması ile tutarlı olmaktan uzak. Yüzyılın sonuna kadar küresel ısınmayı 1,5°C'de tutma şansının %50 olması için, küresel karbon salımlarının önümüzdeki on yılda yarıya inmesi, 2050'lerde net sıfıra ulaşması ve sonrasında net negatif olması gerekiyor. Bu senaryolarda metan salımlarının da 2050 yılına kadar yarıya indirilmesi gerekecek. IPCC, 2030 yılına kadar küresel salımların yarıya indirilmesinin uygulanabilir ve ulaşılabilir olduğunu söylüyor. Ancak tüm sektörler, ülkeler ve hükümet seviyelerinde iklim politikasında acil bir değişikliği gerektiriyor.

Teknolojiden fazlası gerekiyor

Rapora göre, salımları ekonomik ve ucuz bir şekilde azaltma fırsatları 2014'ten bu yana muazzam bir şekilde çoğaldı. Bu, büyük ölçüde, enerji sektörünün ötesinde üretim ve ağır nakliyat gibi alanlarda salım azaltımı vaat eden yenilenebilir kaynakların düşen maliyetlerinden kaynaklanıyor. Ancak son on yılda elde edilen tüm enerji verimliliği kazanımları, ekonomik büyümenin ve nüfus artışının fazlasıyla gerisinde kalıyor. Teknoloji de bu duruma tek başına bir çözüm getirmiyor. 2030 yılına kadar küresel salımları yarıya indirme şansına sahip olmak için daha az yüksek karbonlu ürün kullanmalı ve daha az salım yoğun yaşam tarzları benimsemeliyiz.

Kimse geride bırakılmamalı

Rapor ayrıca, Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’nın etkili iklim eylemi olmadan başarılamayacağını vurguluyor. İklim eylemi, enerji, şehirler, sanayi, toprak, su ve insanlarla ilgili olanlar da dahil olmak üzere diğer tüm hedeflerle bağlantılı. Bu nedenle salım azaltım politikaları kapsayıcı olmalı ve mevcut yoksulluğu ve açlığı daha da kötüleştirmek gibi istenmeyen sonuçlardan kaçınmalı. Düşük karbonlu bir dünyaya geçiş adil olmalı ve kimseyi geride bırakmamalı. IPCC raporu bu kapsamda hem hızlandırılmış iklim eylemi hem de adil bir geçiş çağrısında bulunuyor. Bu, hükümetin tüm seviyelerinde ve tüm sektörlerde iyi tasarlanmış politikalar oluşturmasını gerektiriyor ve uluslararası iş birliğini savunuyor.

Paris Anlaşması işliyor mu?

Bu rapor, 2020'den itibaren yürürlüğe giren Paris Anlaşması'nı değerlendiren ilk rapor. Anlaşma kapsamında ülkeler, salım azaltım ve değişen iklime uyum sağlama taahhütlerini sunuyor ve güncelliyor. Bu taahhütlerin küresel olarak gerçekleştirilebilmesi için, yüksek gelirli ülkeler finansman, temiz enerji teknolojilerine erişim ve diğer yardım ve bilgi birikimi sağlayarak gelişmekte olan ülkelere yardım etmeli.

Ancak IPCC, küresel iklim finansmanında bir eksiklik olduğunu dile getiriyor. Yüksek gelirli ülkeler, diğer ülkelere yardım amaçlı yılda 100 milyar ABD dolarını harekete geçirmeye yönelik 2020 hedeflerini kaçırdı. Çünkü bu taahhütlerin yasal bir bağlayıcılığı yok. IPCC raporu yine de anlaşmanın yavaş da olsa işe yaradığını tespit ediyor. Anlaşma sayesinde ülkeler daha iddialı taahhütlerde bulunurken, ayrıca şeffaflık artıyor. Sivil toplum kuruluşlarının sürece dahil olması ve genç iklim hareketleri, anlaşmanın işlemesine destek olsa da süreç yavaş ilerliyor.

Şehirler büyük önem taşıyor

IPCC raporu, dünyadaki sera gazı salımlarının yaklaşık %70'inin şehirlerde ve kentsel alanlarda meydana geldiğini tespit etti. Bu durum, salımların azaltılması için hem zorluklar hem de fırsatlar sunuyor. Bugüne kadar dünya çapında 1.000'den fazla şehir, birçoğu Avustralya'da olmak üzere net sıfır salım hedeflerine imza attı. Ancak Paris Anlaşması’nı yerine getirmek için daha fazla şehir, %100 yenilenebilir enerji, sıfır karbonlu ulaşım, inşaatın karbondan arındırılması ve atık yönetiminin iyileştirilmesi gibi hedeflere doğru adım atmalı ve çalışmalı. Gelişmekte olan ülkeler hızla kentleşiyor ve bu da yeni konut ve altyapı gerektiriyor. IPCC, bunun için her zamanki yöntemlerin kullanılmasının yeni salımlara yol açabileceği konusunda uyarıyor. Şehir liderleri, iklim sorununun üstesinden gelmek için entegre planlama ve yönetimi benimsemeli.

IPCC’nin son raporu, şimdi yaptığımız seçimlerin gelecek nesillerin ve bu gezegendeki tüm yaşamın kaderini nasıl belirleyeceğini gösteriyor. İnsanlık, iklimi dengelemek için birçok fırsatı çoktan kaçırsa da geçmişteki bazı yanlışları düzeltme şansı hala var. Bugünden başlayarak tüm sektörler ve uluslar arasında acil ve uyumlu bir çalışma, ihtiyaç duyulan değişimi sağlayabilir. 

S360'ta ortak değer yaratmayı odağımıza alarak günümüzün en önemli sürdürülebilirlik problemleri üzerine stratejik öneriler geliştiriyor, böylece kârı amaçla birleştiriyoruz.

Detaylı bilgi için kurumsal web sitemizi ziyaret edebilirsiniz: www.s360.com.tr

İlginizi çekebilecek diğer makaleler

5 Dakikalık Okuma
October 11, 2024

Avrupa yeşil hidrojen vizyonunu nasıl daha güçlü bir şekilde hayata geçirebilir?

10 Dakikalık Okuma
September 13, 2024

Bankalar net sıfır için söz verdikleri ölçüde yol kat edemedi

3 Dakikalık Okuma
July 26, 2024

Veriler, geçtiğimiz 12 aylık dönemde sıcaklıkların sanayi öncesi dönem ortalamasının 1,5 derece üzerinde olduğunu gösteriyor