Dünya genelinde artan iklim krizi etkileri sera gazı salımlarının hızla azalması gerektiğine dikkat çekerken, Birleşmiş Milletler Çevre Programı’nın (United Nations Environment Program-UNEP) yayımladığı son rapor, uluslararası toplumun Paris Anlaşması’ndaki hedeflerin gerisinde kaldığını ve 1,5°C olarak hedeflenen sıcaklık artış miktarını gerçekleştirmenin çok zor olduğunu ortaya koyuyor. Bu sene 13. kez yayımlanan rapor, 2030 hedeflerine doğru giderken sera gazı salımlarının iklim değişikliği üzerindeki etkisine genel bir bakış sunuyor ve yalnızca sistemsel acil bir dönüşüm ile iklim felaketinin önlenebileceğine dikkat çekiyor.
UNEP Genel Müdürü Inger Andersen, raporun, doğanın tüm yıl boyunca afetler, seller, fırtınalar ve şiddetli yangınlar yoluyla söylediklerini bilimsel terimlerle açıklamayı amaçladığını belirtti. Anderson, küçük ve bireysel değişiklikler için yeterli zamanımızın artık kalmadığını, ancak ekonomilerimiz ve toplumlarımızdaki sistemsel ve yapısal dönüşümün bizi iklim krizinden kurtarabileceğini ifade ediyor. Rapor bu doğrultuda, sera gazı salımlarını 2030 yılına kadar hedeflenen seviyede tutabilmek adına gerekli planlamayı sunuyor. Dönüşüm için enerji üretimi, sanayi, ulaşım, gıda ve inşaat sektörlerinde ve finansal sistemlerde gerekli eylemlerin araştırılmasının ve etkili politikalar kurulmasının önemine değiniyor.
Hedefler ve gerçekler arasındaki uçurum
Raporda 2021’de Glasgow’da gerçekleşen Taraflar Konferansı’nda (COP26) belirlenen Ulusal Katkılar (Nationally Determined Contributions-NDC) ve ülkelerin politika güçlendirme kararlarına rağmen, ilerlemenin ne yazık ki yetersiz olduğu ortaya konuluyor. Bu yıl sunulan NDC’lerle, 2030’a kadar küresel salımların ek olarak yalnızca %1’inden daha azı olan 0,5 gigaton CO2 azalacağı öngörülüyor. Paris Anlaşması hedeflerine ulaşmak için dünyanın önümüzdeki sekiz yıl içinde sera gazı salımlarını daha önce benzeri görülmemiş seviyelerde azaltması gerekiyor. NDC'lerin, 2030’a kadar küresel salımları %5 ile %10 arasında bir oranda azaltacağı tahmin edilmekte. Küresel ısınmayı 1,5 °C'de tutabilmek için küresel salımların %45, 2°C hedefi için ise salımların %30 düşmesi gerekli.
Alınan yetersiz ulusal inisiyatifler ile dünya, Paris Anlaşması’nın 1,5°C hedefinin çok üzerinde bir sıcaklık artışına doğru hızla sürüklenmekte. Şu anda uygulanan ulusal gönüllü katkıların küresel ısınmayı yüzyılın sonunda yaklaşık 2,6°C ile sınırlandırabileceği tahmin ediliyor. Mevcut politikalar ise ısınmayı 2,8°C seviyelerinde tutuyor.
Doğrudan beşerî kaynaklı (Land use, land-use change, and forestry – LULUCF) salımlar hariç 2021 yılı için küresel sera gazı salımlarının, 2019'a kıyasla hafif bir artış olan 52,8 GtCO2e olduğu tahmin edilmekte. Bu da 2021'deki toplam küresel sera gazı salımlarının 2019 rekor seviyesine yaklaşacağını hatta bu seviyeyi geçeğini göstermekte. Bu durum pandeminin salımlarda kısa ömürlü azalmaya yol açtığına dair yapılan yorumları doğrulamakta.
Birleşmiş Milletler (BM) analizlerine göre sera gaz salımları son 10 yılda ortalama %1,1 oranında artmaya devam etti ancak 2010-2019 yılları arasındaki senelik artışın altında kaldı. Küresel salımların yaklaşık %10'unu oluşturan otuz beş ülkede CO2 ve diğer sera gazı salımları zirveye ulaştı, ancak dünyanın diğer ülkelerindeki artışlar küresel salımlardaki düşüşü dengeledi. Karbon salımı en yüksek olanlar (Çin, EU27, Hindistan, Endonezya, Brezilya, Rusya Federasyonu ve Amerika Birleşik Devletleri) ve uluslararası taşımacılık, 2020'deki küresel sera gazı salımlarının %55'ini oluşturuyordu. G20 üyeleri ise küresel sera gazı salımlarının %75'inden sorumlu.
Dönüşüm ihtiyacı
Bu hedefler, büyük ölçekli, hızlı ve sistemik bir dönüşüme ihtiyacımız olduğu anlamına geliyor. Rapor, bu dönüşümün bir önemli bir kısmının kilit sektörlerde ve sistemlerde nasıl sağlanabileceğini araştırıyor. Rapor, elektrik arzı, sanayi, ulaşım ve binalarda net sıfıra doğru dönüşümün devam ettiğini, ancak çok daha hızlı hareket edilmesi gerektiğini ortaya koyuyor. Yenilenebilir elektriğin maliyetleri önemli ölçüde azaldığından, yenilenebilir elektrik arzı da hızla gelişiyor. Bununla birlikte, adil bir geçiş ve evrensel enerji erişimini destekleyen önlemlerin yanı sıra değişimin hızı da artmalı.
İnşa edilen binalarda ve ulaşımda en iyi ve verimli çevreci teknolojilerin hızla uygulanması gerekli. Sanayi ve gemi taşımacılığı için sıfır salım teknolojilerinin daha da geliştirilmesi ve uygulanması önem taşıyor. Dönüşümü ilerletmek için, tüm sektörlerin fosil yakıt altyapılarından kaçınması, sıfır karbon için gerekli teknolojileri uygulaması ve davranış değişikliklerini teşvik etmesi şart.
Sera gazı salımlarının yaklaşık üçte birini oluşturan gıda arzında değiştirilmesi gereken odak alanlar arasında doğal ekosistemlerin korunması, beslenme alışkanlıklarındaki değişiklikler, yerel çiftlik üretiminin desteklenmesi ve gıda tedarik zincirlerinin karbondan arındırılması yer alıyor. Rapor, gıda alanında yapılacak dönüşümler ile salımların mevcut seviyelerin yaklaşık üçte birine düşeceğini öngörüyor. Bu çerçevede hükümetler, ödenek ve vergi planlarını yeniden düzenleyerek dönüşümü kolaylaştırabilir. Özel sektör gıda verimsizliği ve israfını azaltabilir, yenilenebilir enerji seçeneklerini tercih edebilir ve karbon salımlarını azaltan yeni gıda ürünlerini markete sunabilir. Vatandaşlar ise yiyecek tercihleri ile yaşam tarzlarını değiştirerek hem kendi sağlıkları hem de çevresel sürdürülebilirlik için adım atabilir.
Düşük salımlı bir ekonomiye küresel geçiş için yılda en az 4-6 trilyon dolar yatırım gerekiyor. Bu, yönetilen toplam finansal varlıkların yaklaşık %1,5-2’si civarında. Finansal aktörlerin çoğu, belirtilen hedeflere rağmen, kısa vadeli çıkarlar ve iklim risklerini yeterince dikkate almamaları nedeniyle salımları azaltma konusunda sınırlı aksiyon alıyor. Hükümetlerin ve kilit finansal aktörlerin güvenilir bir şekilde ortak bir yöne yönelmelerine ihtiyaç var. Süreçlerdeki ortak dönüşüm ile finansal sistemin, hükümetlerin, merkez bankalarının, ticari bankaların, kurumsal yatırımcıların ve diğer finansal aktörlerin ilgisini çekmek mümkün.
Ülkeler karbon ayak izlerini azaltmak için farklı siyasi, sektörel ve finansal yollar izlemeye devam ediyor. Ancak BM tarafından yayımlanan son rapor gösteriyor ki sıcaklık artışı ve salımlar mevcut stratejiler ve uygulamalar ile kontrol altına alınamayacak. Belirlenen hedefleri gerçekleştirmek ve hedefler ile gerçekler arasındaki farkı kapamak için aktif adımların hızla atılması gerekiyor.
Detaylı bilgi için kurumsal web sitemizi ziyaret edebilirsiniz: www.s360.com.tr