Endonezya’nın kıyı şeridi üzerindeki tropikal başkenti Cakarta, 11 milyonun üzerinde bir nüfusa sahip, bu da ılıman ve karayla çevrili Iowa'nın nüfusunun üç katından daha fazla insan anlamına geliyor. Çoğunluğu Müslüman olan Cakarta halkının büyük bir kısmı domuz eti tüketmezken Iowa, ABD'deki en büyük domuz ürünleri üreticisi.
Ancak dikkatli bakıldığında Cakarta ve Iowa'nın su kıtlığı ve su kirliliği gibi benzer ciddi sorunlarla karşı karşıya olduğunu görüyoruz.
Cakarta, çöp ve ağır tortu ile kaplanmış 13 nehir ile çevrili. Bu durum şehri sel baskınlarına daha savunmasız hale getiriyor ve çöplerin yığılarak birikmesine neden oluyor. Nehirler, büyük ölçüde arıtılmamış belediye kanalizasyonunun neden olduğu e-coli bakterileriyle yoğun bir şekilde kirlenmekte.
Cakarta'nın Pasar Minggu, Matraman ve Palmerah gibi bazı bölgelerinde, foseptiklerin yeraltı su kaynaklarına yakın olması nedeniyle sularda yüksek düzeyde e-coli bakterisi bulunuyor. Ancak kirliliğe rağmen bu bölgelerde yaşayan pek çok kişi hala bu su kaynağında yıkanıyor ve çamaşır yıkarken bu suyu kullanıyor.
Cakarta’da olduğu gibi Iowa'nın da ciddi kirlilik sorunları var.
Bu yeşillikler içindeki orta-batı eyaleti, ABD'de tarım alanında en ön sıralarda yer alıyor. Ancak bu durum su kalitesine zarar veriyor. Eyalette, bitkisel üretimde aşırı azot ve fosfor kullanımından kaynaklanan su kirliliği krizi yaşanıyor.
Topraklarının yüzde 90'ının tarım arazisi olan, 23 milyon domuzun (insan nüfusunun yaklaşık yedi katı) yer aldığı Iowa’nın çok büyük bir bölümü tarım ve mahsul üretimine ayrılmış durumda.
Eyalet genelinde yaşayanlar pahalı su arıtma tesisleri için ödeme yapma yüküyle karşı karşıyayken küçük kırsal kasabalarda yaşayanlar nitrat arıtma sistemleri için eyalette yaşayanların yaklaşık üç katı kadar daha fazla ödeme yapmak zorunda.
Kişi başına arıtma maliyetini düşürmek adına Des Moines bölgesinde yaşayanlar, eyalete ve belli başlı ilçelere hizmet etmek için daha verimli nitrat arıtma teknolojisi edinebilir ve işletebilir.
Düşük gelirli toplulukların ve özellikle beyaz olmayan insanların, kirli içme suyunda daha yüksek nitrat seviyelerinin bulunduğu yerlerde yaşaması daha yaygın. Ancak bu durum mavi bebek sendromu ve kanser gibi ölümcül sağlık risklerini de beraberinde getiriyor.
Bunun nedeni Ottumwa, Perry, Marshalltown ve Storm Lake gibi birçok küçük kırsal kasabanın aynı zamanda büyük ölçekli çiftliklerde, et işleme ve paketleme endüstrilerinde çalışan düşük gelirli ve beyaz olmayan insanlara ev sahipliği yapması.
Iowa'nın nitrat atıklarının, Meksika Körfezi'nde 16.000 kilometrekarelik bir alana yayılan ve deniz yaşamının tahribatına yol açan ölü bölgeyi yüzde 50 oranında büyüttüğü düşünülüyor. Ölü bölgelerdeki düşük oksijen seviyeleri sebebiyle buradaki deniz ekosistemleri tekrar düzelemeyecek boyutta zarar görebiliyor ve ev sahipliği yaptığı canlıların ölümüne neden oluyor.
Cakarta ve Iowa su sorunlarını kendi yöntemleriyle çözüyor.
Iowa, çiftçilerin gönüllü katılımına dayanan çeşitli teşvikler ve koruma stratejileri uyguladı, ancak su kalitesi sorunlarında neredeyse hiç düzelme olmadı. Eyaletin başkent binasına ev sahipliği yapan Polk County, hükümetin özel arazilerde koruma projeleri inşa etmek için denetimden geçmiş müteahhitlerle çalıştığı bir “grupla ve inşa et” modelini uygulamaya koydu. Model, arazi sahiplerinin su kalitesini iyileştirmeyi amaçlayan yağmur peyzajı uygulamaları geliştirmelerini kolaylaştırıyor.
ABD hükümetinin düzenleme konusundaki son önemli hamlesi 1972 yılında Temiz Su Yasası ile yapıldı. Ancak, geçen 52 yıl içinde, bu yasa amacına uygun kullanılmaktan epey uzaklaştı. Domuz üreticilerinin gübre yönetimi planlarının gözetimi gibi daha sıkı düzenlemeler getirilmesinin ve izleme mekanizmaları geliştirilmesinin, bu bölgelerdeki su kalitesi sorunlarının çözümünde büyük fayda yaratacağı düşünülüyor.
Cakarta'da yaşayanlar temel su kaynakları olarak yeraltı ve yüzey sularına güveniyor.
Ancak şehir, aşırı yeraltı suyu kullanımının bir sonucu olarak zemin çökmesi ile karşı karşıya. Bu sorunu çözmek için yeraltı suyu kullanımını kısıtlamak, yağmur suyunu depolamak için infiltrasyon kuyuları inşa etmek, geri dönüştürülmüş su için boru hatlarını genişletmek ve şehrin kanalizasyon sistemini iyileştirmek gibi birçok farklı yöntem denendi. Ancak Cakarta hızla kentleşirken, bu çabalar su kıtlığı sorununu tam olarak çözmeye yetmiyor.
Su kalitesi sorunlarının ancak devlet kurumları, yerel topluluklar ve özel sektörden insanların bir araya gelip karar verme süreçlerini ortaklaşa yönetmeleriyle kapsamlı çözümlere ulaşabileceği düşünülüyor.
Teknoloji, su sanitasyonunu iyileştirmek için bir dizi umut verici yol sunuyor. Jeo-uzamsal analitik, yapay zekâ, uzaktan algılama ve veri göndermek-almak için nesneleri birbirine bağlamayı sağlayan Nesnelerin İnterneti (Internet of Things - IoT) su krizinin çözülmesinde yardımcı olabilir.
Bu yöntemler, Hindistan'ın en kirli göllerinden biri olan Chennai'de yer alan Sembakkam Gölü'nde işe yaradı. Yapay zekâ ve IoT, bulut tabanlı bir platform ile göldeki su kalitesini izleyen, ölçen ve su kalitesi endişe verici seviyelere düştüğünde uyarı veren sensörlerin geliştirilmesi için kullanıldı.
Bu teknoloji, toplumdaki birçok kişiye suyu nasıl kullanacaklarına ve nasıl koruyacaklarına karar vermeleri için eş zamanlı bilgi sağladı. Bu tür bir takipten elde edilen veriler, politika yapıcıların ve planlamacıların su kalitesini daha iyi anlamalarına ve su arıtma teknolojileriyle ilgili kararlar da dahil olmak üzere planları hayata geçirmelerine olanak tanıyor.
Cakarta, Iowa ve su kalitesinin düşük olduğu diğer bölgeler için bu bir ölüm kalım meselesi olabilir. Dünya Sağlık Örgütü her yıl yaklaşık 2 milyon ölümü; kötü sanitasyon, kirli su ve standartların çok altında hijyen pratiklerine bağlıyor.
Birleşmiş Milletler, küresel su talebinin arzı aşması nedeniyle dünyanın yüzde 40'ından fazlasının ciddi su stresinden muzdarip olduğunu söylüyor. Tıbbi atıkların, zehirli kimyasalların ve evsel atıkların atmosfere salınması, özellikle yoğun nüfuslu yerleşim alanlarını kirlilik riskiyle karşı karşıya bırakıyor.
Bu durum, aynı zamanda çevreye de ciddi anlamda zarar veriyor. Arıtılmamış evsel atık suyun yaklaşık yüzde 42'si nehirlere ve okyanuslara boşaltılıyor ve ciddi anlamda kirliliğe neden oluyor. Su krizi, yağışları etkileyen, kuraklıkları ve selleri artıran ve suyun bulunabilirliğini azaltan iklim değişikliği nedeniyle daha da kötüleşiyor.
Evsel ve endüstriyel atık suların tahmini toplamı için yeniden kullanım oranı yüzde 11. Yetersiz sanitasyon ve kirli su kaynakları, su kaynaklı hastalıkların yayılmasında büyük rol oynuyor.
Cakarta ve Iowa, su tedariki ve sanitasyon krizimizin çeşitliliğini temsil ediyor. Biri onlarca yıllık nehir kirliliğini çözmeye çalışan, yükselen bir Asya gücü, diğeri ise ticari çıkarlarını toplum sağlığıyla dengelemeye çalışan Amerika’nın merkezi.
Su kıtlığı giderek büyüyen bir sorun haline gelirken, farklı bölgelerde karşılaşılan benzer zorluklar, bu gibi durumların küresel olarak da yaygınlaşacağına işaret ediyor.
Bu içerik orijinal kaynağından çevrilmiş ve derlenmiştir. Orijinal kaynağa buradan ulaşabilirsiniz.
Detaylı bilgi için kurumsal web sitemizi ziyaret edebilirsiniz: www.s360.com.tr