Giderek artan sürdürülebilirlik gündemi ekseninde bankalar, çevresel, sosyal, ve yönetişim kapsamında çeşitli teşvikler sunuyor. Bu çatı altında değerlendirilebilecek çevre kredisi iki tür kredi içermekte. Gelir kullanımı kredileri, önceden tanımlanmış yeşil varlıklar için tahsis ediliyor. Bu tür faaliyetlerin tipik bir örneği, yenilenebilir enerji üretim tesislerinin finanse edilmesi olabilir. İkinci tür kredi olan ve yazımızın temel odağını oluşturan sürdürülebilirlikle bağlantılı kredilerin amacı ise şirketlerin iklim çabalarını hızlandırmaları için kurumsal stratejileriyle uyumlu finansal teşvikler yaratmak. Örneğin, sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşıldığında daha düşük bir faiz oranı ödenmesi gibi.
Bu anlamda sürdürülebilirlikle bağlantılı krediler, çevresel ve sosyal açıdan sürdürülebilir ekonomik faaliyetleri ve dönüşümleri desteklemeyi amaçlıyor. Borç alacak şirketlerin iddialı, önceden belirlenmiş sürdürülebilirlik performans hedeflerine ulaşmasını teşvik eden her türlü kredi enstrümanı veya koşullu tesisi (tahvil limitleri, garanti limitleri veya akreditifler gibi) sürdürülebilirlikle bağlantılı krediler kapsamında düşünebiliriz.
Bloomberg'e göre, sürdürülebilirlik bağlantılı ilk krediler 2017'de piyasaya çıktı ve bu alandaki kümülatif küresel ödemeler 2018'e kadar 49 milyar dolara ulaştı. 2017-2020 yılları arasındaki kümülatif ödemelerse 325 milyar ABD doları civarında ve hacimler hızla artmaya devam etmekte.
Beş farklı Kuzey Avrupa ülkesinin 1975’te ortaklaşa kurduğu uluslararası bir finans kurumu olan İskandinav Yatırım Bankası (Nordic Investment Bank - NIB) da sürdürülebilirlikle bağlantılı krediler konusunda önemli adımlar atıyor. NIB iş geliştirme başkanı Joe Wright, “NIB, hızla büyüyen sürdürülebilirlikle bağlantılı kredi pazarında iddialı sürdürülebilirlik geçişlerini ve yüksek kalite standartlarını teşvik etmek istiyor” sözleriyle bankanın sürdürülebilirlik konularına verdiği önemin altını çiziyor.
Yine Bloomberg'e göre, 2017 ile Ekim 2021 arasında, NIB'nin İskandinav ve Baltık üye ülkelerinde verilen 85 sürdürülebilirlikle bağlantılı kredinin yaklaşık üçte ikisi döner kredilerden oluşurken, geri kalanı vadeli krediler oldu.
2021 yılında NIB, sürdürülebilirlikle bağlantılı kredilendirmede kendine has bir çerçeve çıkardı ve bu yapı şekillenmeye her geçen gün devam ediyor. Bu çerçevede hayata geçecek politikalar adına NIB'de Kıdemli Çevre Analisti Lena Korkea-aho, sürdürülebilirlikle bağlantılı kredilerin etkili olabilmesi için şirketlerin güvenilir zaman çizelgeleri ve planlanmış önlemlerle iddialı sürdürülebilirlik stratejilerine ve hedeflerine sahip olmasının önemli olduğunu söylüyor.
Seçilen hedeflerin müşteri için öneminden ve müşterinin bu hedefler için iddialı bir planı olduğundan emin olunması gerektiğini söyleyen Korkea-aho, böylesi bir ilişkinin hem borç vereni hem de borç alanı rahatlattığını ayrıca belirtmekte.
Ekim ayında NIB’nin, Electrolux Professional AB ile sürdürülebilirlik bağlantılı imzaladığı ilk kredi bir örnek olabilir. Yedi yıllık ve 60 milyon tutarındaki kredi, Electrolux Profesyonel'in (EPRO) operasyonlarının daha sürdürülebilir hale gelmesindeki geçişi finanse etmek ve düşük karbonlu bir ekonomiye adım atmaya katkıda bulunmak üzere yapılandırıldı.
NIB ve EPRO, başlangıç yılı 2019 olmak üzere 2025'in sonunda elde edilecek üç temel performans göstergesi (KPI) üzerinde anlaştılar. Bu KPI'ların başlıkları şu şekilde sıralanabilir:
1) CO2 salımlarının azaltılmasıyla ilgili iklim hedefi
2) Satılan ürünlerde su tüketimi verimliliğiyle bağlantılı işletmeye özel hedef
3) Ürünlerde HFC gazlarının azalması
Türkiye’den ise bu alanda önemli bir adım olarak değerlendirebilecek Türkiye Sınai Kalkınma Bankası’nın (TSKB) 8 Temmuz 2021’de imzalanan sendikasyon kredisine bakılabilir. TSKB, 11 farklı ülkeyi temsil eden toplam 14 bankadan 192 milyon ABD doları tutarında sendikasyon kredisi sağladı. Böylece sürdürülebilirlik bağlantılı ikinci sendikasyon kredisi sözleşmesini imzalamış oldu.
TSKB CEO'su Ece Börü, sendikasyon kredisini ve gelecekte bankanın alacağı pozisyonu “Önümüzdeki dönemde de yenilikçi borçlanma işlemlerimizle çeşitlenen bilanço yapımızı sürdürülebilir ve kapsayıcı kalkınma doğrultusunda ekonomiyi desteklemek için kullanmaya devam edeceğiz.” diyerek değerlendiriyor.
TSKB, Birleşmiş Milletler tarafından belirlenen Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’na yönelik 2030 yılına kadar 8 milyar dolar kaynak sağlamayı planlıyor. 2021-2025 yılları arasında TSKB, SKA ile bağlantılı kredilerin toplam portföy içindeki payını %90'ın üzerinde tutmaya öncelik verdiğini belirtiyor.
Genel itibariyle bakıldığında tüm bu süreçler ve karar mekanizmalarını etkileyen en önemli faktörlerden biri şirketlerin sahip olduğu nitelikli iş yapış biçimleri. Bu bakış açısıyla krediler, finansmanı kurumsal sürdürülebilirlik stratejilerine bağlayarak, yeşil projeleri olmayan ancak sürdürülebilirlik performanslarını iyileştirme konusunda hala büyük potansiyele sahip sektörlerdeki şirketlere bir alternatif olarak da sunulabiliyor.
Detaylı bilgi için kurumsal web sitemizi ziyaret edebilirsiniz: www.s360.com.tr