Yapay zeka sürdürülebilir yatırımları nasıl destekleyebilir?

Avrupa Birliği üyesi ülkelerdeki büyük şirketler ve çoğu halka açık firma, 2025'ten itibaren karşılaştıkları çevresel ve sosyal risklere ilişkin açıklama yayınlama zorunluluğuna sahip olacaklar. Aynı zamanda, Amerika Birleşik Devletleri'nde, Menkul Kıymetler ve Borsa Komisyonu (SEC) bu ayın başlarında, şirketlerin sera gazı salımlarını yatırımcılara açıklamalarını gerektiren yeni yaptırımlar da yayınladı. Ülkelerde ortaya çıkan yeni açıklama gereksinimleriyle birlikte, şirketlerin Çevresel, Sosyal, Yönetişim (ÇSY) faktörlerini izlemelerine yardımcı olan araçlara olan talebin artması bekleniyor. Bu araçların birçoğunun, çok uluslu şirketlerin yaptırımlara uymalarına yardımcı olmak için yapay zeka üzerinde yoğunlaşması bekleniyor.

Yapay zeka, şirketlerin ÇSY hedeflerini çeşitli yollarla izlemelerine yardımcı oluyor. Yapay zeka, ÇSY hedefleri ile ilgili metriklerinin doğruluğunu arttırmak, açıklama boşluklarını ele almak, çevresel riskleri değerlendirmek ve sera gazı salımlarını hesaplamak amacıyla kullanılıyor. Bu amaçlar için makine öğrenmesi, yapay zeka destekli uydu teknolojileri ve öngörüsel modelleme yöntemlerinden yararlanılıyor.

Şirketler için yapay zekanın sıkça gündemde yer bulduğu bu zamanlarda liderlerden de pek çok farklı bakış açısına sahip yorumlar paylaşılmaya devam ediyor. Yapay zekanın fark yaratabileceği pek çok sayıda alan olduğundan bahseden Morgan Stanley’de küresel sürdürülebilir finans başkanı Matt Slovik, aynı zamanda yapay zekâ kullanımında biraz daha dikkatli ilerlenmesi gerektiği konusunda da şirketleri uyarıyor. Slovik , şirketlerin yapay zekâ kullanımı öncesinde  yararlanacakları alan konusunda maliyet yapıları ve diğer hedefleri bağlamında da değerlendirme yapmalarını öneriyor.

Yapay zeka araçlarına olan talebin arttığı bu dönemde ortaya çıkan sorular da bu tür yapay zeka araçlarının enerji kullanımları konusuna yoğunlaşıyor. Boston Consulting Group'un ortağı ve yöneticisi Tim Mohin, "Veri merkezleri enerjinin çok büyük bir kısmını tüketmeye devam ediyor ve bu enerji, yenilenebilir bir kaynaktan sağlanmadığı veya enerji tüketimini azaltmanın bir yolu olmadığı sürece, sadece bu durumun daha büyük ve olumsuz bir tarafı ortaya çıkmış olacak" sözleriyle şirketleri kullanımları konusunda dikkatli olmaları için uyarıyor. Yapay zeka yönetişim yazılımı sağlayıcısı Credo AI'nin ürün başkanı Susannah Shattuck da şirketleri büyük dil modelleri (LLM) kullanımı ve olası yanlış yönlendirilmeler konusunda uyarıyor.  Bu teknolojiyi güvenli bir şekilde kullanmak isteyen kuruluşların, bu olası risklere ve olumsuz sonuçlara karşı da önlemlerini alması gerektiğini belirtiyor. Aksi takdirde bu olumsuz sonuçların yeni yönetişim risklerine yol açabilceğini vurguluyor.

Deloitte'un genel müdürü John Mennel, yapay zeka araçlarının şirketleri yeni standartlara uygun hale getirmekle kalmadığını, aslında onları dönüştürebileceğini de belirtiyor. Örneğin, bir tarım şirketi, çevreye daha az karbon salan yeni bir protein kaynağının çevresel etkisini izlemek için yapay zekayı kullanabilir ve bu etkiyi tüketicilere pazarlayabilir. Kanada merkezli Geotab da on yıldan fazla bir süredir yapay zekayı kullanarak Fortune 500 firmalarına ve kamu sektörüne filolarını yönetmeleri konusunda yardımcı oluyor. Ayrıca Geotab, Şubat ayında, müşterilerden gelen soruları cevaplamak için günlük milyarlarca veri noktasına erişebilen bir yapay zeka tabanlı asistan olan Geotab Ace'i de tanıttı. C3 AI ise, sürdürülebilirlik ekiplerine, verileri toplamalarına, yönetmelerine ve analiz etmelerine, riskleri tanımlamalarına ve ÇSY hedeflerini karşılamak için planları uygulamalarına yardımcı olacak yapay zeka destekli yazılımlar satıyor. C3 AI'in başkanı ve CEO'su Tom Siebel, şirketlerin ÇSY hedefleri konusunda yapay zekaya olan taleplerinin durumunu "ÇSY uygulamaları için talebin patlaması yakında gerçekleşecek" şeklinde vurguluyor.

Bu içerik orijinal kaynağından çevrilmiş ve derlenmiştir. Orijinal kaynağa buradan ulaşabilirsiniz.