Sosyal değer, bir kuruluşun finansal sonuçlarının ötesinde toplum üzerinde yarattığı olumlu etkiyi kapsıyor. Kuruluşların sosyal değer katkılarını izlemelerine, ölçmelerine ve yönetmelerine yardımcı olan çevrimiçi bir araç olan Social Value Portal, kavramın, finansal ölçütlerin ötesine geçerek toplulukları destekleyen girişimleri, etik iş uygulamalarını ve sürdürülebilir tedarik zincirlerini kapsadığını belirtiyor.
Geçtiğimiz Ekim ayında Mars UK, toplum girişimleri, yerel becerilerin geliştirilmesi ve sorumlu iş uygulamalarına odaklanarak sosyal değer açısından ekonomiye olan katkısını ölçmeye başladığını duyurdu. Marka, 2023 Sosyal Değer Raporu'nda Birleşik Krallık'taki işletmelerinde 88 milyon sterlinden fazla sosyal değer ürettiğini ve bunun da çalışan başına yaklaşık 23.000 sterline denk geldiğini bildirdi.
Benzer şekilde, geçtiğimiz hafta Sodexo, önümüzdeki beş yıl içinde açlık ve kapsayıcılıkla ilgili toplumsal problemleri azaltmaya yönelik taahhütlerini özetledi. Sodexo, 2030 sosyal etki stratejisinin bir parçası olarak tedarik zincirini çeşitlendirerek 2030 yılına kadar küçük ve çeşitli tedarikçilerle 1 milyar sterlinden fazla harcama yapmayı ve tedarik zinciri ortaklarının karbon emisyonlarını azaltmalarına yardımcı olmayı hedefliyor.
Social Value Portal'ın CEO'su Guy Battle, birçok şirketin, şirketleri sosyal değere öncelik vermeye iten düzenlemeler nedeniyle benzer değişiklikler yaptığını açıklıyor. Battle şöyle diyor: "Sosyal Değer sadece birkaç yıl içinde niş bir kavramdan hükümet satın alma politikasının önemli bir itici gücü haline geldi ve şimdi özel sektör de bu görevi üstlenmeye başlıyor. 2020 ve 2023 yılları arasında, platformumuz aracılığıyla sağlanan Sosyal Değer %600'den fazla büyüdü."
Bu arada Avrupa Birliği de uluslararası tedarik zincirlerine odaklansa da özel sektörü doğrudan etkileyen bir mevzuat çıkarıyor. Geçtiğimiz yıl Kasım ayında Avrupa Konseyi, zorla çalıştırılan ürünlerin AB pazarından yasaklanmasını öngören Zorla Çalıştırma Yönetmeliği (Forced Labor Regulation - FLR) onaylandı. FLR'ye ek olarak, AB'de Kurumsal Sürdürülebilirlik Durum Tespiti Direktifi (Corporate Sustainability Due Diligence Directive - CSDDD) geçtiğimiz yaz yürürlüğe girmişti. Direktif hem merkezi AB'de bulunan büyük işletmeleri hem de AB pazarlarında satış yapanları kapsıyor. Firmaların kölelik, çocuk işçiliği, sömürü, kirlilik ve kaynakların bozulması gibi konularla mücadele ederek, faaliyetlerinde ve tedarik zincirlerindeki insan hakları ve çevresel riskleri belirlemelerini ve azaltmalarını gerektiriyor.
AB'nin işletmeler için bürokrasiyi azaltma planlarının bir parçası olarak direktifin kapsamı daraltılsa ve uygulama takvimi ertelenecek olsa bile, gidişatın yönü netliğini koruyor ve birçok büyük işletme tedarik zinciri durum tespitini geliştirmek için her şeye rağmen hazırlanmanın değerini görüyor.
Şirketler sosyal değer konusunda ne durumda
Sosyal değer konusuna giderek daha fazla odaklanılmasına rağmen, araştırmalar birçok şirketin hala kat etmesi gereken uzun bir yol olduğunu gösteriyor. World Benchmarking Alliance (WBA) tarafından hazırlanan 2024 raporu, dünyanın en etkili 2.000 şirketinin yaklaşık %90'ının değer zincirlerinde temel insan hakları, insana yakışır iş ve etik davranış standartlarını karşılayamadığını gösteriyor. Bu şirketler yaklaşık 95 milyon kişiyi doğrudan istihdam etmekte ve tedarik zincirleri aracılığıyla yüz milyonlarca kişinin çalışma koşullarını etkilemekte. Rapor, şirketlerin %30'undan fazlasının sosyal değer çabalarında toplam 20 puan üzerinden sadece sıfır ile iki arasında puan aldığını ortaya koydu.
Şirketlerin %60'ından fazlası insan onuruna yakışır ücretler konusunda bazı açıklamalarda bulunmuş olsa da yalnızca %4'ü çalışanlarına geçim ücreti ödemeyi taahhüt etmiş ya da halen ödemektedir. Benzer şekilde, şirketlerin %45'i çalışma saatleri hakkında bazı bilgiler verirken, yalnızca %3'ü Uluslararası Çalışma Örgütü (International Labor Organization - ILO) standartlarına uygun bir politikaya sahip. Bu 2.000 şirketin genel ortalama performansı düşükken (%23); giyim (%33), ICT (%30) ve perakende (%28) gibi tüketiciye yönelik sektörler biraz daha iyi performans gösteriyor. WBA bunun artan kamu denetiminden kaynaklandığına inanıyor.
Sosyal değer nasıl desteklenir?
WBA'nın sosyal dönüşüm lideri Namit Agarwal, açık ve ölçülebilir sosyal değer hedeflerinin önemini vurguluyor. Agarwal şöyle diyor: “‘Sosyal değer’ geniş bir kavram, ancak iyi sosyal değer hedefleri hem toplumlar hem de bunları uygulamaya koyan işletmeler için gerçek değer yaratabilir.” Agarwal, anlamlı bir etki sağlamak için sosyal değer hedeflerinin aşağıdaki özelliklere sahip olması gerektiğini belirtiyor:
- Sonuç odaklı, ölçülebilir ve zamana bağlı - örneğin, cinsiyete dayalı ücret farkını belirli bir yüzde oranında azaltmak veya belirli bir yıla kadar doğrudan operasyonlar ve tedarik zincirleri genelinde geçim ücreti sağlamak.
- Sektöre ve bağlama özgü - göçmen işçiler için işe alım ücretlerinin kaldırılması veya kadınların ve etnik azınlıkların her düzeyde adil temsilinin sağlanması gibi kilit risklerin ele alınması.
- Birleşmiş Milletler İş Dünyası ve İnsan Hakları Rehber İlkeleri (United Nations Guiding Principles on Business and Human Rights - UNGPs), ILO Sözleşmeleri ve Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları dahil olmak üzere uluslararası standartlarla uyumlu olması.
- Çalışanlar, topluluklar ve sivil toplum gibi kilit paydaşlarım hedef belirleme, uygulama ve değerlendirme süreçlerine dahil edilmesi.
Agarwal ayrıca taahhütlerin operasyonlara, değer zincirlerine ve satın alma uygulamalarına yerleştirilmesini, tedarikçilerin çalışma standartlarına uymasının ve şikâyet mekanizmalarının etkinlik kriterlerini karşılamasının sağlanması gerektiğini vurguluyor. Anlamlı bir değişim için işletmelerin hedef belirlemenin ötesine geçerek sosyal değeri yönetişim, karar alma ve iş modellerine entegre etmeleri gerektiğini de sözlerine ekliyor.
Agarwal sözlerini şöyle tamamlıyor: “Nihayetinde, hedefler belirlemek hayati bir adım, ancak dönüşüm, şirketler sosyal etkiyi temel iş stratejisine ve kültürüne entegre ettiklerinde ve bunu bir uyumluluk çalışması yerine operasyonların ayrılmaz bir parçası haline getirdiklerinde gerçekleşir.”
Bu içerik Sidhi Mittal’in yazısından çevrilmiş ve derlenmiştir.
Detaylı bilgi için kurumsal web sitemizi ziyaret edebilirsiniz: www.s360.com.tr